YOZ AĞASI
[ italik
tezektirler duvara yapışık kadınlar ekmeğe el sürer gibi erkeğe yağlı , ballı ,hırçın kağnı sesi duyulur her evden parmak kadar yarık topuklar tek başkaldırı kanamak topraktırlar ,en çiğnek yerde saman saman savrulurlar kapı eşiğine adım atamaz kadın erkek tanrı örter perdeleri sokağa yükselemez sesi gider tanrının namusu kuşların kanadına çizer sesini özgür suları salar tarlaya tutsaklığa adım atmasın çocuklar çürüğü görsünler dişlerinde meydan vermez yoz ağası sözü tokmak gibi yapışır ağza hadi secde edin geçmiş çöllere burnunuzdan gelsin lokmanız dışkıdır gülmeye apalayan kadınlar gül yerleri hemen kara boyayla sınırsız bir ses çizer sınırlarını kambur üstüne kambur kambur üstüne kambur yok adları koca adıyla ,baba adıyla kandırmaca büyük harfli kanunlar çiçeğini sular kadın bahçesini eker , biçer yarım ayaklı baş harfini çıkaramaz topraktan sevgi sözcüğü arkalı gökte yıldızlar kapışılmış ; ay devlerin cüce kadınlar sırtlarında yük cüce kadınlar ,göğe bile uzatamaz başını kendinin olmayan dünyaya küçücük delikten bakar ,büyütür ışık dilencisi kadınların poposundan kapar gözlerinden başka heryerini yanlış arklara salınır sular her çağda doğar ; yoz adamlar ! 4 10 1990 |