DARILMAşaşırmaya hazır et kendini herzaman ateşle sınanacaksın bil ki! ıstırabında boğulma zararı hep sana kimse aldırmayacak, sen aldırsan da!... meselâ, uzak tütecek yakınındaki gül bilmelisin ki, uzak kaldığın her şey değişir senin yirmi yaşın gibi yorulur/ buruşur namluya sürülen beton devirmiştir çınarları ne sokak kalmıştır ne de o bahçeli, cumbalı ev yüzler paravan arkası her gördüğün sarıya alıştıracaksın gözünü geçmiş/ mektubun hükmü tiz sesinin kalmayan kuvveti su kesilmiş, küçük kurbağalı derede… unut ilkyazı zaman dünertesi ân’ı ayak uydurmaya çalışma geçmişe ölüme direnilmez! bilirsin ya sen de sebil dağıttığın çocuk gülüşünü bulamazsın arama yıldızlardan dilek tutma renk veremezsin silik, ruhsuz bir kartpostala kış habercisidir artık zaman sessizliğine sarıl ve arın dününden kuvvetince örsüne vur ve yarını duyumsa olabildiğince bozkır olabilirsin ya da vaha biraz gayretle bir masal ülkesi yarat çocukluğundaki gibi pollyanna olmak lâzım hayata tutunabilmen için sığ toprakta da yetişir yeşil ellerinden sal tohumu bağrına ömrün şarkısında es zamanı değil soluğunu meyana çalıştır… geç kalmışlığın suç payı hep sende değil biraz da hayata yüksün ama darılma!... (“yandım yanacak kadar/alev saracak kadar/yağdır Mevlâm su…”) Hâdiye Kaptan (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |