Şiirsizlik...Deniz ıslatmaz ’sevgiyle kal’ diyenleri beyhude geçer yıllar takvimlerde her gün bir flüt kırılır teneffüs aralarında bayraklardan ihanet akar asfaltlara düşkündür ilhamına yağmur sesinde şair kimse bilmez ’bir avuç yalan’ yeminleri buğulu penceresinde ağlarken bir kadın dokunuverir dağınık saçlı gri siluetine hatırlanacak bir anı olur el ele tutuşmalar Yoldaş seslenir: Tel Aviv’de tek başına aşk kırıntısıdır isyan Kudüs çocuk çığlığıdır aşkın kıyısında her an Güz mezarında mermer sessizliğidir maviler gözleri siliverir sümüklü elleriyle anneler özgürlüğün kalıntısında sarışındır tanrıçaları hep renkli gözdür, aşktır bütün vücutları mavi üniformalarında haki hançeridir aşk hep ölümleri içindir bilimsel denen icatlar İsa’dan milatsız bir göçtür erklik davası öfkeleri dahi yumuşatmaz İstanbul sevdası Birileri Mızmızlanır: iyi çocukların berduştluğuna kanıttır arabalar benzinin ne olduğunu dahi bilmez yaralı kuşlar Nobel’e adaydır kanlı hikayelerin bütün hatıraları ’bir kadın olmazsa bir erkek de yoktur’ sancıları kendini düşkün ederken cılız bir şarkının saçları uzattıkça kanar yüreğinde efsane sayılmış varlığı düşerken yere kalkmak için söz verir aslanlar bir yılan zehrinde ölüverir oysa tüm canlılar Ve martılar ...
çoğu gibi isimsizdir yaşanmak istenmeyen acılar böylece kanatlanır gülen yüzünde serkeş günahlar O zaman söyle bana, |
Güzeldi.Saygılarımla...