Özgürlüğüme Saklı
kısa ön yargılarla pazarı terk edilmiş kentte
konuşmayı unutmaya yüz tutmuş apartman aralarında kırlangıçlar iştahla savunuyorlar gökyüzünün mağrurluğunu sabahı geçe bozuluyor keyfi ara yerde sözsüzlüğün ilk huzursuzluğum vuruyor gün ışığına paslanıyor gölge perdeleri açmaya kıyamıyorum dışarı özgürlüğüme saklı ılık rüzgarlar sarıyor kitap okumalarımı bilinçle yoğrulu su sesli özlemler düşüyor dizelere şırıl şırıl bir şehvetle baş ağrılarımı dindirmeye yakın kanat seslerinde aklım anılara uzak ama sana yakın durmak istiyor aşkım kimyaya ve düzene aykırı sense beni unutmak anıları unutmamak babında karşı devrimci düzen yanlısı bir solukta gelecek ilkokul resimli mevsim geçişleri hanemize ve sonu iyi biten masal keşiflerinde gösterişsiz pencerelerimiz üzerimizde saf keşkesiz biçimlenecek çoğul dönüşlerin dostane havası orda ölümler bile yazlık tadında yayla gülüşlüm serin bakışlarımızda dinlenecek ömürlerimiz ölmeyeceğiz... kağan işçen |