Hoş(ça)kaluzandı gecenin dudakları aşkın kadife tenine öptü arsızca saklandı ay kasvetli barınağına yandı kendi bağrında ışıksız kaldı gönlümün hüzzam çiçekleri varlığın habersiz yokluğumdan emsalsiz sevgime eş arayan kıymet bilmez yar ağlıyor nur köz köz özünde kaynıyor deli sevdam sürüldü kısmetsizliğin kavına düşlerim küllendi yangınlarında gülüşlerim kaç bin kere sağdım karanlığın memelerinde okkalı binlerce hüzün çektim dünden bugünün penceresine matemin kalın tülünü tığ tığ işledim içime başıma taç hatıraları ördüm dantel dantel öldüm ağında "özleyen gelir" demişlerdi yeniledim hüznün hücrelerini hep aynı rüzgârla mı incinirdi gül sevdiğin dünü sevebileceğin bugüne hibe ettim hayırsız sevgili hoş(ça)kal..! Sude Nur Haylazca |