Eksiksiz Alaca YorumsuzEksiksiz Alaca Yorumsuz keder döngülü bekleyişlerden sonra bir Nisan kalabalığı kalır huysuzluğunda koyu dağılmışlıklar ulaşamayınca aklındakine suyun tadıyla biter şaşaası bedeninin gök inlemeleriyle fırsatçı haziran akşamı kaderine terk edilmiş eski sokak kokularında böğrümde kendine hayırsız ışık kalıntıları hiçliğimin dışarımdaki yılkısı içimdeki varlığında adım atamaz haldeyim bir orta çağ esiri gibi prangamda ağır gülle yerine ağırlığınca evren tüm çağ duvarlarını aşarak çakıldım gülüşüne çünkü sen evrenden bile ağırsın vurgun süreğimde noktaladık birbirimizi sonsuzlukla evrenin dolduramadığı aramızdaki boşlukla sen tatlı karanlıkların damladığı iki dipsiz şehla ben kederli yeşilin getirdiği yağmurlu ilkyazla soluk soluğa eksiksiz koşuyorum alaca yorumsuz kaçırmamak için gölgenin bile bir anını anısını hasbelkadar bir güzelliğine bakmam bitene kadar ağzımı açmayacağım karşımda göğün çocuk maviliği gözlerime yeryüzü dolanadekten sonra bile mazlum tanrının karşısında azraille tıp oynarcasına zamana karşı güzelliğinin şımarttığı cesaretimle ağlıyorum... Kağan İşçen |
----------------------------------------------------------------
değişik bir bakış açısı..
sevgiler...