KANDIRIYORUM ÖLÜMÜ
Çek dilime sürdüğün sürgüyü
Silkele filizlenen vefayı yüzünden Hazırla beni dualarla ayrılığa Bir kez daha anlat dilimden çaldığın masalları İnandır İnandır içimdeki saklı çocuğu Bir kızılcık kopar değdir şafakla dudaklarına Aşk korsan giriyor güneşin bağrına Zil zurna sarhoş dönüşlerin Eksikliği yanı başımda Zaman ilaç belki kanayan yaraya Çakıldı zaman sınırları olmayan İki kaşın ortasına Geç zaman Geç artık oyalama beni Kendi etrafımda döndürüp durma boşu boşuna Bak dudaklarımda ölü bir öpücüğün Soğuyor bedeni yavaş yavaş Ölüm kovalıyor Ürkek adımlarım saklanıyor kuytularıma Kendi dağlarımda yıkılıyorum Her kurşun sonrası bir kez daha sana ölüyorum Kaçtıkça kendi gölgelerime takılıyor ayaklarım Düşlerimde kandırıyorum ölümü Her seferinde Yakalanmamak için bahaneler uyduruyorum Her güne bir çelme takıyorum Çekiyorum hayatın altından bir bir köprüleri Ne yarınıma yakınım, ne geçmişime geç Bitmiyor içimde sürüklenip gittiğim sendeki süreç Ağır ağır bir şehrin göbeğine bastırıyorum sigaramı Bir el s/arar kar düşen omuzları Terkteydi terk edilmiş zamanların şarkısı Kefenlenmiş dilsiz çengiler Gözyaşlarına asıldı hicran Berelenmiş kelimeler düşerken kalemden sayfalara Sen ince belli bir kadehte Sömürüyordun benden çaldığın düşleri Ecelsiz düşüyordu beden Aşk k/arıyordu ellerim Her tutunduğum el acıyı sürüyordu yüzüme Seri katil anılar koşarken peşimde Sök beni kök saldığım topraklardan Savur, geleceğin sensizlik çöllerine |
Sevgilerimle...