Aydınlığım Sesleniyor
Şiirlere katran gibi karanlık döküldü
oysa güneşin susmazdı ağzı cennet gelirdi sözcüklerimize tenin altında mavinin türküsü en saf kokuyla anlam verirdi bakışlarımıza her notayla arınırdı kirlettiğiniz baharlar bir beyaz sayfada büyütürdük hasreti okyanusa hasret çağlayan gibiydik bağırırdık avaz avaza hey! güneşe yerleşmeye gidiyoruz kalkın hadi! Şiirlere katran gibi karanlık döküldü bileğimizden göğe yayılan acılarımıza gülündü sevgili veya uçurum aynı şey bak sözlüğe özgürlüğün ve emeğin korkunç özlemi içimizde bilirdik ne zordur insanca yaşamak ne yapsak kurtulamazdık insanı ucuz sayanlardan ne kadar koşsak eşek arıları peşimizde bundandır dilimizin yarası akreple yelkovan ağır aksak inleyişlerde küskündük ama umutsuz değil ve küskün umutlular uykusuzdur yıldızlara bakardık bir çocuk gülüşü gibi doğacak yeni gün bilirdik ertelediklerinizi Şiirlere katran gibi karanlık döküldü nasıl anlatmalı sevda kokan iklimlerimizi biz düşlerin oğluyduk kızıydık okyanus diliyle sesleniyorum size yaşlandırmayın bizi ’dünyada kötülük bir ahlak olayı değil, bir gündelik derttir yalnız.’ yeter artık! |
Üstelik dayak zoruyla falan da değil
Bu nasıl bir nefaset.