Mahpushane Gözlerin Şehrim'de..!
Şehrim karanlığa bürünürken
Sorgusuz sualsiz .. Acılar oturuyordu karşımda.. Bir mahpusluk başlıyordu .. Şehrimde... Bir ben Bir Sen Sen gidince .. Şehir kalıyordu " ben " ... Eteklerinde serçeler ağlıyordu.. Bir mahpusluk düşünün ki.. Bakışlarında kurşunlar.. Kirpikleri ölümü değiyor.. Gecenin kuytu köşelerinden.. Acılar çekiliyor.. Bahaları pencerelerde yakılıyor.. Nisan yağmurları geceyi ağlatıyor.. Bulutlar geceye doğru yürüyordu.. Prangası görünüyordu ayrılığın... Geceye.. Baharlar kaybediyordu.. Yapraklara.. Zümrüt parıltısı içinde çiçekler.. Güne bakmıyordu.. Yarın ağlıyordu bugüne.. Oysa bugün .. Dün’ün aynısıydı.. Mahpusluğun günlerinde.. Penceremde kuşlarım ölüyordu.. Göç etmeye hazırlanan serçeler.. Küçük pençelerinde.. Hayatı yırtıp.. Kendi yaralarına ağlıyordu.. Susuyordu zaman.. Susuyordu şehrim.. Lal olmuştu gönlüm.. Aniden konuşmayı bekliyordu... Keder çiçekleri.. Bitmiyordu gece.. Tükenmiyordu kentin ışıkları.. Yansıyan aynada gözlerimde " sen " Karanlıkta koşan sağa-sola.. Göçmen kuşları bile.. Terk etmişken demir parmaklıkları.. Sema ağlarken sessizce.. Saatler kahkahalara bürünüyordu.. Mahpus hanemde.. Kurşun rengi şafaklar söküyordu.. Hiç bir kelam kesmiyordu yüreğimi.. Ayrılırken sevdalı gözlerin.. Dokunamıyordu saçlarına şehir.. Şimdi kaç aşk eder.. Bu şehir.. Gözlerin gece.. Yıldızlardan toka yapıyordun saçlarına.. Şehir saçların boyu uzanıyordu.. Katre katre çiçeklere emanet " sevdam "... Şimdi susturun.. Bitmez geceyi.. Erirken mum alevi sevdam.. Bakışlarımda sen kal .. Öyle masumca.. Şehrin ışıklarını söndürün.. Üfle İsrafil Sûru Kopsun kıyamet gözlerimizde.. Çalsın çanlar öleceğim bugün.. Aşka kıyamet koparken.. Yüreğimde bir şehir kalıyordu Gözlerimde sen.. Giderken...! Muhammed Yalçınkaya |
sessizliğinin sesi
insanı, sevgilinin gözüyle
bülbülün sözüyle
aydınlanan sabahlara müptela ediyor...
tebrik ederim.. saygılar.. selamlar..