Şer Bulutları Salıyorum
Asılmış boğazıma nemli bir kan havası
Kırlangıç dönümüne erteleniyor utkular Hiçliğime defnedilen depresif kelimeler Bir kuşluk sonrası arsızlaşıp Şer bulutları salıyorum semaya Kızıla takılıp kalıyor vurdumduymazlığım Kıtlığınla dağlanıncaya kadar Acı değilmiş tattığım Bilmezdim Şiir seli de basarmış yürekleri Olmadık bir vakitte Daraldı zaman Şehrim daraldı Kapandı gökyüzünün ziyası Nabızlarım mıydı yüreğimde atan Yoksa sen mi yürüyordun Farkında olamadan Faziletsiz uçuyor kuşlar Döküldü üstümüzdeki elbiseler gibi lime lime Eski/di aşklar Kuyruklu yıldız düşmüş gözlerinin içine Korkuyorum, titriyorum Takılıp gidiyorsun günler sonrası Adının kuruluğu yakıyor dudaklarımı Salıveriyorum hapsettiğim gözyaşlarımı Melekler in eteklerinde öbek öbek mutluluk Bir tutam sürüyorlar dudaklarıma Şehirlerarası özlemlerim kucağımda Tutuklu gözyaşlarım iki kirpik arası Çiğ tanesine düşüp yüzünü kıran kırağı Sen geceden kalan rüyalarımın mülteci hancısı Sen bilmiyordun Mumyalaşmış düşlerin terkisine düşüyordu zaman Zaman vurulmuştu hiç farkına varamadan Zaman neydi Kaç yalnızlığa gebeydi Zaman ağlamaktı Zaman susmaktı Hiçbir şeyi hesaba almadan Belki de sevgilinin hançerinde en içre yerinden kanamaktı Yüzünü karanlığı dönüp bir hamlede yıkılmaktı Ve… Zaman Sensizliğin kollarında cansız çarşaflara sarınmaktı Yok, olmaktı ağlamaktı Zaman değildi aslında akmayan Zamanın ötesinde idi gözyaşlarım Bulup da akıtamıyordum Oysa sen İçinde kaybolup da bulamadığımdın Saçlarımda tufan Yüzümde talan olmuş bayram yeri Dudaklarımda felçli bir şubat ayazıydın Sus, Sıyır yüreğimin yüzünden çocukluk suretimi Diyetini vereceğim diyetini Birkaç mutlu günün diyetini Sus bere sus Daha demedim tüm diyeceklerimi Zulada sakladığım babadan kalma küfürlerim var Çıkarıp savuracağım Olacak her yer toz duman Nasıl olsa Belki yarın belki yarından sonra Öpeceğim ayrılığın ellerinden |
yüreğinize kaleminize kuvvet.