Puslu ve Islak
suyun tenimdeki gölgesiyle irkildi hayalimdeki halin
çok uzun yolculuklara hazırlanırcasına arı duru ve çok uzun yollardan gelmişçesine nazlı iç yankıma nasıl kuruldun ah bir bilse bunu saçların dolanır mıydı tel tel yaz yalnızlıklarımda kıvrım kıvrım kırsal duruşlu... puslu ve ıslak bir arkadaşlıkla beklentisiz yarısı yırtık soluk resimlerle yitecek ömür sevdalı üşümelerin ellerde bıraktığı öksüz tortuyla boynu eğilir çünkü güneşin güldüğün anın göğsümdeki yontusu ağlamaya dönüşür yastıkta... ağaç kuruması kadar acıtıcı kollarımın arasından kayıp gidişin kirli beyaz bir hayatın ardına göz uçlarınla kokusunu bozkırlardan almış koynunda akarken kanım bir an bile olsa gittiğinden sonrasını unutacağım... yavaşlayacak eskimek ölüme hazır bir noktada duraksız yıldızlar gibi arsız yanıp söneceğim sesinle mayalanan umutlarımın çırağıyım bakışlarınla demlediğim çamurlu bir özlemekte ılıman yağmurlaradek uzanacak güzelliği beklemenin söneceğim karanlıktan başlayarak... döneceğim... kağan işçen |
cok güzel imgeler var
"ağaç kuruması kadar acıtıcı
kollarımın arasından kayıp gidişin"
yaşatıyor imgeler şiiri insana adeta.