(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
dağlarını duman almış bir melalden ne kalır ne kalır ne kalır boyası dökülmüş yalnızlıktan geriye kulpu kırık bir zaman saksılarda kurumuş mum çiçeği fesleğen mor menekşe rüzgarda dövünen tül sallanan boş bir sandalye sırrı çözünmüş bir ayna belkide
Mükemmeldi şiiriniz....İçimizdeki siyah şahları devirmek için mi yazılır şiirler?Sevgimle kutlarım şair sesinizi yüreğinizi...
"Cehennem zebanileri kurarken kum saatinin zembereğini Duvağı düşmüş yılların çizgilerinden Arkama sakladığım yüzümü alarak Dönmek kendi karanlığıma..."
Duvağını düşüren yorgun yıllara selam ediyorum şiirinizle...Kaleminize yansıyan yüreğiniz daim olsun...:)
Şiire geç gelmenin üzüntüsü var içimde. Kalemini takip edenlerdenim. Neylersin hayat hengamesinin içinde çok fazla zaman ayıramıyor insan. Diyeceğim şu ki: Baştan aşağı kanamalı bir şiirdi ve nabzımı attırdı. Yüreğine ve emeğine bin sağlık. Tebrik ve saygılarımla.
Mana ve anlam dolu, türlü imgelerin sarmaşığındaki bu şiir ruhun derinliklerinden yükselen alev gibiydi. Sevgili Hemşehrimi ve bu eşsiz eserini yürekten kutlarım, gözlerimizi bu Harika şiirle buluşturduğu için ona sonsuz Teşekkürler... Selam ve Sevgiler.
almitra konuştu, “bize sevgiden bahset” ve o müthiş sesiyle konuştu, sevgi sizi çağırınca onu takip edin, yolları sarp ve dik olsa da ve kanatları açıldığında bırakın kendinizi telekleri arasında saklı kılıç, sizi yaralasa da ve sizinle konuştuğunda ona inanın kuzey rüzgarının bir bahçeyi harap edişi gibi, sesi tüm hayallerinizi darmadağan etse de... çünkü sevgi sizi yücelttiği gibi, çarmıha da gerer sizi büyüttüğü ölçüde, budayabilir de... en yükseklere uzanıp, güneşle titreşen en hassas dallarınızı okşasa da, köklerinize de inecek ve onları saracaktır, toprağa tutunmaya çalıştıklarında... mısır biçen dişliler gibi sizi kendine çeker, çıplak bırakana kadar döver, harmanlar; kabuklarınızı, çöplerinizi ayıklar, eler... bembeyaz olana kadar öğütür sizi; esnekleşene kadar yoğurur; ve tanrı’nın ilahi sofrasına ekmek olasınız diye, sizi kendi kutsal ateşine savurur... sevgi bütün bunları, kalbinizin sirlarini bulasiniz diye yapar... ve bu biliş, hayatın kalbinin bir cüzzünü yaratır... ancak korkunun kıskacında, salt sevginin huzurunu ve hazzını ararsınız. o zaman örtün çıplaklığınızı, ve sevginin harman yerine adım atın... adım atın, kahkahaların tümünün olmadığı, sadece gülebileceğiniz mevsimsiz dünyaya, ve ağlayın ama tüm gözyaşlarınızla değil... sevgi hiçbirşey sunmaz, sadece kendisini... hiçbirşey kabul etmez kendinde olandan gayrı... sevgi sahip çıkmaz, sahiplenilmez de... çünkü sevgi, sevgi için yeterlidir tümüyle... sevdiğinizde “tanrı benim kalbimde” yerine, şöyle diyin, “ben kalbindeyim tanrı’nın” ve sanmayın yön verebilirsiniz sevginin akışına, çünkü sevgi, yolunu kendi çizer, sizi değer bulduğunda... sevgi birşey istemez tamamlanmaktan başka... fakat seviyorsanız ve ihtiyaçların arzuları varsa, bırakın bunlar sizinde arzularınız olsun... erimek ve akmak, geceye şarkılar sunan bir dere misali... şefkatin fazlasının verdiği acıyı bilip, kendi sevgi anlayışınla yaralanmak, ve kanamak, yine de istek ve çoşkuyla... şafak vakti kanatlanmış bir gönülle uyanmak, ve bir sevgi gününe daha teşekkürle uzanmak... sessizce çekilmek öğle vakti, sevginin vecdini duymak, akşamın çöküşüyle de eve huzurla dönmek... ve uyumak kalbinde sevgiliye bir dua, ve dudaklarında bir şükür şarkısıyla...
HALİL CİBRAN...
Seçebilme şansı olmayan ikindilerde hani eksik bir şeylerin ciğerimize dolduğu k/an uykularında ağlayan bir nefestir işte şiir kimi zaman siyah bir fecrin çöküşüyle şah der kimi an iklimsiz bir cinnetin kucağında mat imgelerin derinliği sessiz çığlıklar kadar özel ne güzeldi saygıdeğer şair yine her dizesi saygımla gönülden kutluyorum çok teşekkür ediyorum..
sizin ve bir kaç arkadaşın daha şiirlerini okuduğum zaman, bir heves doğuyor ki içimde serbest şiire karşı ama bir türlü yazdıklarım aynı tadı vermiyor ben de heceye çeviriyorum onun için. Ne diyebilirim ki, tebrikler.
Hayat bir veda senfonisi Aynı kapıya açılan iki oda Biri gökçe güvercin Diğeri gelincik balığı
Fakat dur! Bana satranç tahtamı getir Önce içimdeki siyah şahı devireceğim...
Finale takılırım önce dizelere bakarken. Dayanamayıp her okuyacağım yazının sonuna bakarım. Final iyiyse giriş, gelişme hepsi dolu dolu oluyor, hisse kokuyor.
Yine öyleydi. Finali beğendiklerim beni hiç yanıltmadılar.Tıpkı kaleminiz gibi. Tebrik ettiğim yine aynı kalemin sahibi idi.
Şirin Kelebek tarafından 6/22/2011 2:01:57 PM zamanında düzenlenmiştir.
Fakat dur! Bana satranç tahtamı getir Önce içimdeki siyah şahı devireceğim...
yenilgiyi kabul ederek teslim olsa da kendini kendi devirmeli önce.. belki gururdan belki de çaresizlikten yada bilmedigimiz bi nedenden dolayı.. belki anlaşıldı belki de hala kalemin kömüründe saklı kaldı haflerin çığlığı.. ama alan alacagını aldı ve gitti.. aldım ve gittim..
kutlarım, güzeldi... bu şiiri kaçırmadığıma sevindim.
kaleminiz tükenmesin şair.. saygılarımla..
dali''nya tarafından 6/22/2011 2:58:48 AM zamanında düzenlenmiştir.
siz şiire değer veren, şiiri şiir gibi özünden okuyan, yüreğinizde sindirip her biri diğerini kıskandıran yeni yeni şiirler doğuran gerçek bir şairsiniz...
bu şiir de bunu kanıtlıyor ....
öylesine güçlü bir anlatım ve sürükleyici bir akışı var ki ...
Temmmuz sıcağında çavlanın altında serinler gibi ...
bu siteye geldiğim için ve bu şairi tanıdığım için kendimi çok şanslı hissediyorum, ve şairin her bir şiiri muhteşem ötesi, tekrar tekrar okumak, tekrar tekrar hissetmek işte bu...
Derinleş ki Derin leş bilesin... / Diyor içimdeki Sufi
Bu güzel Eseriniz güne düştüğünden beri ,Kaç defa geldim okudum anımsamıyorum . Her bir mısrası gergef'de ibrişimle işlenmiş göz nuru.Şiir yazarken şair'in yazdıktan sonra okuyucunun demişler, Ne de güzel demişler. Ve bende herkes gibi mısralarınız efsununda ,Efsunladım ama en çokda bu mısralar ' ' Düşündürdü Düşündürdü Düşündürdü'' _________________________________________________________ Derinleş ki
Derin leş bilesin... / Diyor içimdeki Sufi _________________________________________________________ Bir salıncak , İman ile Kalp arasına kurulmuş,Nefis bu ikisinin arasında sallanıp uyutulmuş.Uyanış bazen gözün gördüğüne ,Uyanış bazen yüreğin gördüğüne ! Belki şair b-aşk-a anlamlarla yazdı ,Ama şairin dilime bulaştırdığı şiiri yüreğime dokundu UYANDIRDI ! Kaleminiz yüreğiniz mutmain olsun,Sevgi ve dua ile kalınız Üstadım...
çok sağlam son derece etkileyici şiir dili oldukça yüksekti
"kalbin sütresini çekmek", işte buna bayıldım ayrıca
....
tebriğim içtenlikle.
... (Şu fon ve renkler rahatsız edici, değişseniz derim sayın Abdülkadir, seçim yaparak okuyabildim şiirinizi. En azından yazıyı beyaz yapabilirsiniz...
ayrıca mısra sonlarında bazı karakterler çıkmış soru işaretleri içeren, onları da temizlemenizi tavsiye ederim / affınızla) )
...
Şimdi daha güzel oldu. :)
Nebiha Muradî tarafından 6/21/2011 12:14:42 AM zamanında düzenlenmiştir.
ŞAH VE MAT herkes gitmeden içindeki nedametleri bu dünyada devirmek ister pişmanlıklarla dolu yaşantımızı ,güzel sözlerle süslemiş resimle de göz zevkimizi doyurmuşsunuz harika bir eserdi yazan kaleminizi düşünen yüreğinizi kutlarım SAYGILAR
"Gidiyorsun işte! Bir kenti terkediyorsun. Belki de sonsuza kadar. Sonsuzluk neyse, ne halta yararsa, sonsuza kadar kadar terkediyorsun belki de. Kaybolan farlara, stop lambalarına şöyle seslenmek geliyor içimden:
'Ben bir silahım! Ama hiçbir silah yaralamaz insanı, bir başka insan olmadan!' "
Bu sözü seviyorum. Şiiriniz bu söz güzelliğinde. Öyleyse şiirinizi de seviyorum.
Kendi içimizdeki siyahla mücadele. Ne denli çetin bi mücadele. Herkese çok rahat galip geliriz de bir kendimize geçmez sözümüz. Kendi siyahıyla mücadelenin sancısı, izleri gerçek bir şairin mısralarına düşünce yankı yapıyor. Duymamak imkansız, birini duymasan bir diğeri yüreğini okşuyor. Şiirinizin görünen mısralarını ve o mısraların içinde saklı muhteşem esrarları kutlarım.
vakit terk-i diyar topuklarımda pürtelaş bir hüzün
Ey ölüm meleği Vur tırpanını ciğerlerime Son nefesim hatıra kalsın bu şehre
'' vakit terk-i diyar''TAM ZAMANI YA BU ŞEHİR BİZE FAZLA YADA BİZ BU ŞEHRE..ÜSTADIM..HAYRANLIKLA SİZİ OKUMAKTA ,HER KELİMEDE YARATTIĞIM,YAŞATTIĞIM BİR DÜNYAYA GİRMEKTE BİR O KADAR BİR KÖŞEDE KENDİMİ OTURURKEN GÖRMEKTEYİM...YÜREKTEN YÜREĞİ KUTLUYOR KUCAK DOLUSU SEVGİLERİMİ BIRAKIYORUM..
dağlarını duman almış bir melalden ne kalır
ne kalır
ne kalır boyası dökülmüş yalnızlıktan geriye
kulpu kırık bir zaman
saksılarda kurumuş mum çiçeği
fesleğen mor menekşe
rüzgarda dövünen tül
sallanan boş bir sandalye
sırrı çözünmüş bir ayna belkide
işte
ne kaldı geriye...
karınca niyetine
çok saygımla.....