Ve ZamanVe Zaman kent yalnız ikimizin ağırlaşırken akşamın alacası haziranda arsız bu serinlik kısa yolculuğumuzdan çocukluğumuzun kallavi yağmurlarından kalma ve zaman tiz sesli içeriğiyle ağlattı şarkımızı gülmek anılı bir resimde sararınca buğday tanesi tebessümün... şarkımla yokluyorum benliğimdeki şarkıya göz kırpışını çığlıklaşıyor dokunacağım ne varsa yalın bir şimşek yalan olup susuyor kanımda bu senin evine uzaklaştığımdır... kar tokluğunda diz boyu üşüyorum sokakların kabadayı uğultusuyum ve yıldızlardır pencerelerim hangisinden baksam sonsuzluğun... şarkımı söylüyorum uzay boşluğuna bütün evren inliyor bir sen duymuyorsun yalnızlık bu olmalı diyorum annemi kaybetmiş gibi ağlıyorum akşam çayı buğulu nefesine sığınmak istiyorum göz kenarlarının kırışıklıklarından öpmek sesinle göz yaşlarımı sevmeni istiyorum... bütün kaldırımlar mütecaviz adımlarım çilekeş ama karanlığa çiçek ekecek bekleyişlerimiz sabah huylu yanağından öpeceğiz sevgilimizi karıncalar kadar umutla varsıl yüklü toprağın tadına varanadek... Kağan İşçen |
ayışığında kolkola dans ediyorlar
şiir olup dökülüyor sözcükler kendiliğinden sanki...