Bir Salkım GüneşBoş bir sokağa süpürmezden önce güzlerimi yağmurun kına tutmaz söylencesi gelirdi nasılsa her sıfatla tamlanırdı eksik bir çocuk serçelerin tangosuna eşik olan basamak senin masmavi ellerin var bulutsuzluk günlerinde bir salkım güneşi bin yıllık şarap akşamı ana renklerle giyindirdik görebileceğimiz en yamalı şalvardı dağları karanlık köylerin üzerinde ipekle tirildeten dansına şaşırmayalım her defasında ey güneş seni doyumsuz Kazanova ince ten/ ayazımda korunmasız kalkan içime giydiğim demirden yelek kadar çaresizdi gece patikalarımı çobanlara toplatsam ne çıkar en iyi onlar bilirdi kıdemini rüzgârın şakağında dağılmış saç, beyaz kurdele, atık kement leş kuşları bile ezberledi güzelliğinizi siz ölmezden önce bir vakit sonbahardı, boş sokak, kökle sulanmış yaprak her yaşanmışlığı secdenize döktüğünde küskün ırmaklar saçınızda taraktı ünlemini kendinde büyüttü bayrak! -Tersakan Toros/ Sayı 13- Nevzat KONŞER |
şiirin ne anlattığı üstünde çok durmam ben, yarattığı çağrışımlar daha mühm
ve şiir başarılı
Saygılar