e c l a
Karaltılı gecelerin
ay çıkmazı Hükümlerine sarar beni yokluğun soluklarına indirgenmiş kuralsız kadın Ecla nerdesin… Bir seyyahın heybesin demi saklısın Cilalı sıralara kazınmış çocuklukta mı? Hayatın bilmediğim karelerinde piyon. Ölümleri ise naaşsız bir ezgiyle sunuluyor Rüzgâr da var üşümüyor ten temkinli ağıtlar yükseliyor Toprağımdan… Ecla ben ölüyorum kimse ağlamıyor bana Sen hangi yaşanmamışlığın kıyılarında soluklanıyorsun Saçlarında öyküler serpiştiryorsun doğacaklara Ecla yine geç kaldın kuruyor uğruna ömür verdiğin suretler Yasak hamlelerini savunurken üstelik aşkın Memnun kalınmış bir gülüş tenhasında şah’keş Saltanatta utangaç şah gülümsemesinde yeniden şekilleniyor Rahne dilmiş bir akrebin darağacına yüklemi zehirlerken soluğu Ecla yine geç kaldın ezikleri ayrıldı tahtın inleyen yerlerinden Ayrıştırıldım senden öteye düşüyor üşümüşler Çaresiz bir edayla şah’ın gülümsemesini yeniliyorum… Kuşkusuz Mat oluşumun resmi kanıtını Taşıyorum gözlerinde Ama söylemiyorum Ecla yine geç kaldın Mecalim yok bir daha yaşamaya Geç kalınmışlığını anlat bana Üryan sancılarıyla zihinde telaş Öpüşlerinle ısıt benliğimi Ecla nerdesin üşüyorum… şimo |
Ölümleri ise naaşsız bir ezgiyle sunuluyor
Ne denir ki yine müthiş bir şiir ve yine müthiş bir yürek seslenişi,kutlarım...