ACILARIMIN ALKIŞ ALMASI
Bir yanılmışlığın anıyım
Ve bir başka yanılmışlığın kandıramadığı adamıyım… Kürsülerden kalkmayan, buğu diplerinde salınan dişi adlarının Yoksul sokaklara çığlıkları düşer, dişi üşür tuz basarsın sızlayan yerlere Kayıplarını arayan olgun ses tınıları, kaldırımları kandıran bir olgu olur Yaşını yaşlarından iki adım öteye bırakan, yirmili yaşların dişi kızgınlığı olur ayrılık Sen acıyan yanımın alkış alan tanığısın Çıplak tenin acılarından geçmiş bütün sancıları Koyu kıyafetli rüzgârın naraları düşmüş geceye Camlarının buğularına yazılmış erkek adımın Toprak çatlağı Solgun bir lacivert sabahına sızarken Bir alkış ta senden geliyor Gün sevda kırgını kır piyeslerinde Yeşil bir iz koyuluğuna aldanan maktul Eşkâli kimliğiyle aranan yar suretleri Yerden yüksek iki sökük ilmik İkna sözcüklü heybeli kadın Ardına düşürmeden kahrını Olasılıksız bir aşkın matemini yeniden imgele Sen ne yaşamışlığım Ne de yaşayamamışlığım olursun aşkı Öteye sade küstah bir alkış kalır Sen değil ben aklanırım geceden Solgun lacivert sabahlara uyanmışlığı olur Acılarımın alkış alan kanamalı anları Ne garip acılarımın alkış alması… şimo |
.