İki Kulaklı Bir Yerin AltındaÖldürüverdi gece ışığında bir aşk, Bağından koparılmış, Şiir gibi tertemiz hayatını Kelamları yazılmayan ellerin Cinayet soluklu filmleri, Baka baka sokaklara dökülen kimsesizliğini Eritiverdi içinde, Ki onda ne hüzünler birikir Ne ömürlere gidilir Ve yoktur onda ölümün Ne zamanı, ne de yeri Gece ışığı yanınca, yine saçlarını örer, Yaktığı bir aşkın duvarlarıyla Maviye boyar her yerini Saçları deniz olur, uzanır sonsuzluğa /Sen değilsin istekli ağlayan Hayattır, aşktır seni ağlatan, Kimi zaman/ Yel esiyor bugün batıdan Ağaçlarda ormanlarda, İki kulaklı bir yerin altında, Sessizliğin çığlığıyla irkiliyor lambalar, Yaz gününden kalma bir el, Yağmurlardan üstüme dokunuyor, Bu akşamdan sonra... Aşklı içim, Haykırıyorum sevgimin kendisiyle, Fırtına derinliğiyle, Alıyorum ormanları, çiçekleri Söndürüyorum tüm sokak lambalarını Duruyorum bay genç, Yanındayım Bakışımla erittiğim bu dağlara itaat et Bekliyorum şurada Sensizliği yontarak, Resmin en güzel boyalarıyla Coğrafyayı, Tarihi Hatta Edebiyatı Sonsuzluğa akıtmak için Ve yorulmuş gerçeğini Hayalimdir hakikatten daha mühim, Düştür sensizliğe bir izdüşüm Bilen anlar hislerimi Şair gibi... 09.05.11 (İlknur Karaca) |
gereksiz imgelerle okuyanı boğmayan...
ama serbest şiirin hazzına vardıran bir şiir...
kutluyorum ...