GEL DESEN
Sararken gökyüzünü hicran bulutları,
Şimşekler gözlerimden çıkan kıvılcımlar olup çaksın, Vursun bir yüreği orta yerinden, Kavursun bitmeyen sevgimle dolup, Ebedi, ezeli; iki ucundan varlığı. Ruhlar canı sezeli, İlk kez kafayı kaldırıp, Sahibini gördükleri gibi olsun. Olan biten her şeyi Ve hayatı hep benle bulsun. Damarlarında akan kan ben olayım, Hücum edip gönlüne, İşgal edip her yandan, Fethimi tamamlayıp gecenin, En kısa ve en özel bir anında, Otağımı kurayım. Ey yâr! Ben senin yoluna kurban olayım. Zaman benim aslında, Her anını doldurdum, inkâr etme! Sabahında ben, akşamında, gecende hatta…, Evet, dinle bak atan canında ben. İçin dışın birbirine girmiş… Kavgası ben… Saçlarında, gözlerinde, nehirdeyim, Sarıp sarmalamışım her yandan; Ruhumda ise sen… İkimiz olmuşuz sanki görünmez tek beden Ey yâr! Ne olur bana bir kez “gel” desen… Bitmedi mi hendesen? Aşk üzerine, Dünyaları işlersin desen desen. Bekliyorum, alıp da beni Gergefine gersen; Ya da kapının önünde, Kurumaya yüz tutmuş dal gibi diksen. Ey yâr! Say ki ben, Kurumuş bir dere kenarında yaşayan, Suya hasret bir süsen. Ne olur? Birkaç damlacık suyla, Beni çilesen, Ya da bir kerecik “gel” desen… Ah, iki gözüm, Gül yüzlüm. Ah-sen… Ah-sen… Basit, dizeler peşinde sürüklenen Gazele benzer gönlümü bir görsen… Güneri Yıldız (Elazığ, 08.02.2011) . |