Sözün bakış açısındaki özü
Şöyle bir yerden baksan benim çaresizliğimi anlamak için
Karaların içinden geçip kararmadığını sanan Ve her karanın uzvuna pelesenk olmak Zaten asıl sebepte bu değilmi yönlendiren el Kısacası serbest piyasa bırakınız yapsınlar Ben kaybettim abi ,bir hülyadaki beni yazıyorum Hülyanın değeri külçe külçe altına bedel Bakma yani mübalağa yapıyorum değermi biçerim ben ona Karaların içinden kara sıçratarak geçen en azından bu bakışta Ama sahisini istiyorsan gelip buraya baksan bir ben parlıyorum Yanıma geldiğinde karalar bulaşır aydınlığımın aydınlattığı yere Elinde gece gündüz fenerle insan arayan bir habis bitmiş bende Sakın sanma o ben ,sansanda hülyama sığınır yatarım Nasıl oldu, hangi seçimlerle oldu, ne zamandan beri oldu Hepsi bende kayıt altında ama arşivleri açmak elimde sanarak yazıyorum işte Bir kuru sıkı tabanca olarak dolaşmak ve her yere sıkmak Yada tabancanın sıkısını kuru yapan bir yangına bulaşmak Özürlerimle kirletiyorum her yönü her köşeyi Nasıl ki gözyaşlarıyla özürler dileyerek çıkamadıysam bu bataklıktan Belki meleklerin bahşettiği bir ışıkla yalnızsızlığımı aydınlatıyorum Hainin elindeki fenerde benden başkası değil işte Sakın el verme yanarsın Bana sarılmadan anlat |
Bakma yani mübalağa yapıyorum değer mi biçerim ben ona
Belki meleklerin bahşettiği bir ışıkla yalnızsızlığımı aydınlatıyorum
Şiiriniz Bermuda Üçgenindeki çözülemeyen gırdap gibi
Güzelliklerle bezeli bir ömür dileklerimle