SEVDİM SEVMEDİM DEVİNİMİ
"dokunma bana mutluluk,
fukara bir şehir gibiyim bugün usulca terkedesim var yaklaşan yalancı mevsimi.." içimde asil bir serinlik sanki, son yağdırdığın kar belli etmeden üşüyorum ve dizginleri boşalmak üzere kısrak sözcüklerimin yemin billah ediyorlar sabahın üzerine bir daha geldiğinde dövme kapılarımı diye bilir misin giderken koşulsuz ela bir retinaya esir bıraktın gözlerimi son bir onuru kırık elvedam kaldı dilimde tutsak pulsuz mektup zarflarında saklıyorum itiraflarımı gönlüne ipotek bir borçluyum ve artık anladım ne sevdim ne de sevmedim seni İçine kapandı kelimelerim yosma bir darağacı tebesümünde sevdamın yarısı bile acıtmıyor canımı peygamber çiçekleri açmaz turnalar erken süzülür oldu maviliklere yalpalayan vuslat zamanlarında dökülen tesbih tanelerini biriktirmek ne demek bilirmiydin ? işte öyleyim kadın’ım..çingeneyim aşkımın üryanlığında çigan müzikleri ağlatmaz onurumu serseri bir düş gibi gelir geçersin gözlerimden ölü güvercinler gömerim yokluğuna fırlatıp atarım kendimi kuru bir ardıç dalına arsız bir ardıç kuşu gibi herşeyi unuturum da ah ya o dudaklar.. sorgulama artık beni, sorgulama kutsama ayın gözlerini ay ki senden daha masum ve daha gerçek olanca aydınlığında Çiğdem Parlayüksel |