Kirpiklerin Kadar
Kirpiklerin Kadar
ela günlerin yorgunuysak cumartesili şakasız ağır öğlenlerin arkasına sığınmadan ellerimizi unutmadan buluşmalıyız kurak bir akşama doğruda bari acılarımı aceleye getirme söğüt saçlım saç tellerini saymamı hergün uyumadan önce... bana kirpiklerin kadar mesafede durmak istiyorum kirpiklerinle benim aramda sıkışsın yalnızlığım kurak bir akşama doğruda ahmak ıslatanlara ürkek gözlerini yumuşunu görmeden ölmek... sen uyurken unuttuğun şehir bana kalır gölgeleri zayıf ağaçların çaresizliği susmuş kuşlar sarhoş caddelerin güneşe küskün soğukluğu ve kuşkusuz sen uyurken unuttuğun şehir kollarımda uyanacaktır sensiz puslu sabaha bana kirpiklerim boyu ötede yalnızlığımı anımsatarak... sarımtrak...o içi boş sessizliği... ellerimizi unutmadan buluşmalıyız kurak bir akşama doğruda gözyaşlarımıza okşayan anılarla dokunmak için gökyüzü kadar geniş söğüt saçların kibar kar tanelerinden öte tipilere yakalanmadan tanımalı ellerimin ilkyaz huylu coşkusunu en samimi vaktinde ömrünün ve sen ellerinle su içirmelisin seni ilkyaz huylu yorumlamasına dudaklarımın ki ismini her söyleyişimde yeni sular yürüsün ağacına umutlarımın sana kirpiklerin kadar mesafede kanmak istiyorum... Kağan İşçen |