GÜL-İ RA'NÂ (*) -I-
Düğünde, bayramda, el/gün demeden
El âleme yerdi, yerdi bir güzel. Her an kendisinden vuslat beklerken Gurbet ele sürdü, sürdü bir güzel. Ilık ılık aktı, kalbime girdi O tatlı diliyle “bitanem” derdi Beni yolluk gibi yerlere serdi Ne tuzaklar kurdu, kurdu bir güzel. Aşkın en güzelin, tattırdın bana Hayâlin görürüm, baksam ne yana Elimde değil ki meylettim sana Bir nazarla vurdu, vurdu bir güzel. Aşkın kuyusunun görünmez dibi Yaktı Züleyhâ’yı, Yusuf’u nebi Gerdi gergefine kanev(i)çe gibi Dantel dantel ördü, ördü bir güzel. Durma ey yâr sen sevgini kanıkla! Hiç olmazsa, gözlerimde konukla Dağları deldirir aşkın külünkle Şu yaşımda yordu, yordu bir güzel… Yorum/yorum/yordu, yordu O Güzel… Hanifi KARA (*) Gül-i ra’nâ: Yarı sarı, yarı kırmızı gül. Güzel, parlak, süslenmiş, dilber-i ra’nâ... |