ÖLÜM ÇİRKİN OLSAYDI...
ÖLÜM ÇİRKİN OLSAYDI... (*)
Kulunu kendisine kavuşturan köprüdür Ölüm çirkin olsaydı ölür müydü peygamber? Büyük zatlara göre; o gün “şeb-i arus”dur Ölüm çirkin olsaydı ölür müydü peygamber? Gül dalını bırakıp karga gibi çöp ditme Aklı bertaraf edip nefsin peşinden gitme Şehid olmak herkese nasip olur zannetme Ölüm çirkin olsaydı ölür müydü peygamber? Vücudunu isterler sakın kaptırma kolu Bu yol öyle bir yol ki her yer tehlike dolu Dünya meşakkatinden kurtulmanın tek yolu Ölüm çirkin olsaydı ölür müydü peygamber? Kula hiç yakışır mı nefis atına binmek? Îmanına tam yapış istemiyorsan sönmek Dünya sürgün diyârı asıl vatana dönmek Ölüm çirkin olsaydı ölür müydü peygamber? Onun vakti değişmez ne geç gelir nede er Bazen hiç haber vermez, bazen geliyorum der Sevinçle kep atarak, terhis olmaya benzer Ölüm çirkin olsaydı ölür müydü peygamber? Yakışır mı bir kula defterini kirlemek? Bize düşen ilk görev; bir Allah’ı birlemek Ya cehennem ya cennet yerini belirlemek “Ölüm çirkin olsaydı ölür müydü peygamber...?” Hanifi KARA (*) Sultan-ı Şuarâ Üstat Necip Fâzıl KISAKÜREK |