AHVALİM
Yaşım ilerledi tâkatten düştüm
Dizde fer kalmadı gezemez oldum. Parmak arasında ceviz kırarken Bir pireyi dahi ezemez oldum. Ya kırıldı, ya kurudu dallarım Yâr değilmiş ne mallarım, pullarım Ne ayağım kalkar ne de kollarım Denize atsalar yüzemez oldum. Kitaplar bastırıp yayan nâşirken Dün kendi başımı, kendim kaşırken Seksen bir okkayı sırtta taşırken Çuvalın ağzını büzemez oldum: Yazdıran çizdiren elbet akıldı O da vardı, bir engele takıldı İlham perilerim birden çekildi İki satır yazı, yazamaz oldum. Med cezirle doldu kırıştı yüzüm Hanıma, geline... geçmiyor sözüm Uzağı, yakını görmüyor gözüm Tespihi ipliğe dizemez oldum. Âzâlar dökülür hep birer birer Elde, yüzde, ciltte lekeler ürer İş yapmaya kalksam ellerim titrer Basit bir ilmeği çözemez oldum. Ömür bitti daha, neler umarken Nasip et tevhidi gözüm yumarken Gençlik yıllarımda fili gömerken Karıncaya mezar kazamaz oldum… Hanifi KARA |