ONLARIN ARDINDAN
Yol alırken düşlerim
çığlıkların ülkesine; Tecritten gelen isyanın sesiyle Dile geldi yüreğim. Bu inceden gelen ses kaçıncı ölümün habercisiydi? Hiç acıma hissi olmayanlar dövdüler geceyi; Kanın o kızıl rengi akıp giderken hücrelere Tüm tutsakların dilinde bu aynı türkü boy verdi, Erkeklerimizin Göz perdeleri kapanmaya yakınken Hangi genç kızın gözleri belirdi önlerinde? Ne zaman güzel olanı sevdiysek O günün akşamında değiştirildi kıblemiz, Yakıldı tutsak bedenlerimiz karanlıkla bir. Irzına geçtiler dilimizdeki tüm sözcüklerin, Biz bunun hesabını sormasınıda biliriz elbet -ki mahşeri yoktur ödenecek bedellerin. Şu gecenin pezevenk yüzlü adamları Lağım çukurunda yüzerken Yapıştı üzerlerine kirli kokular, Şimdi ağlayan onlar, Onlar ki Çıkartıyorlar kafalarındaki tasmaları. İki dudaklarının arasından yola çıkarken Ölümün en iğrenç yöntemi, Kendi dişleriyle ısırdılar birbirlerini. Anneler doğuruyor geceyle beraber çocuklarını, İçlerinden biri söverken yalnızlığına Ağzından düşürmüyor yakılan yiğidinin adını. Emrettiler! İStediler! Vurdular Başımızın üzerindeki gökyüzünü, Öldürüldü alnının tam orta yerinden Hayatın o en cilveli çocuğu, Şimdilerde adını piç koydular Babadan uzak delikanlıların, Hangi yalnızlığa küfredile bilirki? Ahh Ölümün gölgesine düşenler Uyanacaklar birgün uykularından Soracaklar hesabını; Yakılan bedenlerin! Piçleştirilen yalnızlıkların! Kıyameti yakındır Zebani sofrasına: düşecek ateşin.. Devrim Dokdere |
İStediler!
Vurdular
Başımızın üzerindeki gökyüzünü,
Öldürüldü alnının tam orta yerinden
Hayatın o en cilveli çocuğu,
Şimdilerde adını piç koydular
Babadan uzak delikanlıların,
Hangi yalnızlığa küfredile bilirki?
Ahh
Ölümün gölgesine düşenler
Uyanacaklar birgün uykularından
Soracaklar hesabını;
Yakılan bedenlerin!
Piçleştirilen yalnızlıkların!
Kıyameti yakındır
Zebani sofrasına:
düşecek ateşin..
...ANLAMI, DUYGUSU VE GÜÇLÜ ANLATIMI İLE YÜREK SIZLATAN DİZELERDİ.
YAZAN YÜREĞİNİZ DERT GÖRMESİN. SAĞLIKLA, BARIŞLA VE KARDEŞLİKLE KALIN.