DİRİLEN ÖLÜLER
Uyandılar yataklarından!
Dirilmek istiyoruz diye bağırdı ölüler.. Yaşayanlara; yürüyün,en ileri artık. Cenneti aramayın,bu dünya Kardeşce paylaşılırsa cennet. Koştu en gençler,cesareti sevenler, Açtılar mezarları,sayısızdı ölüler. Çıkardılar kefenleri üzerlerinden, Çiftçisi orağını,işçisi anahtarını aldı, Kral sarayına doğru yola koyuldular. Kasasını doldurmakla meşguldü tüccarlar, Patronlar en iyi viskisini yudumlamaktaydı, Yeşil renkli kral ise boyadı yüzünü beyaza, Giydirdi askerlerine kendi rengin’deki elbiseleri. Halk çoktan milyarlarca sayıya ulaşmıştı, Geçmiş zamanda sömrülen ölüler,canlıydılar, İntikam yeminleriyle dayandılar demirden kapılara, Hürriyetin ve cennetin filizleneceğini söylediler. Seslendi kalabalığın arasından bir ses Bu şairdi,ihanet suçuyla sürgün edilen, ’’Hiç birşey kalmamış olsada ellerimizde Mutlaka olacak şeylerin sahipleri bizleriz’’.. Şimdi! zindanda unutulanlar kırdı zincirlerini, Onlarda geldi en sıcak yerinde kavganın, Ölü anaları uzun uzun ağıtlar yaktı, Attı sonra kendini yürüyenlerin en önüne. Bunun bir hayal olduğunu söyleyenler, Aldırmadan tanrının günahlarına,koştular, Tanrının cellatları söz söylemeye başlayacaktı -ki ’’ Neredeydi savaşların hüküm sürdüğü, Açlığın yavaş yavaş öldürdüğü, yıllarda tanrınız?’’ Sustu zebaniler çekildiler silahlarıyla kenara. Koca dünya dikmişdi gözlerini. Kulağı gelecek haberlerdeydi, Gece sarhoş sabahı doğuruyorken Unuttu ağaçlar dallarındaki yaprakları. Şimdi ne olacak? dedi ölülerdin biri Dünya kuşatılmıştı yeniden, Tarlalar üretenin,sanayiler işçilerindi artık. Ama birleşiyordu tüm dünya insanları Birleştikce kaldırılıyordu tüm sınırlar, Vaad ettikleriyle gelen ölüler, Çoktan vermişti ellerimize CENNETİ.. Devrim Dokdere |
Açtılar mezarları,sayısızdı ölüler.
Çıkardılar kefenleri üzerlerinden,
Çiftçisi orağını,işçisi anahtarını aldı,
Kral sarayına doğru yola koyuldular
O ölülerin bu ülkedede dirilmesi dilegimle,güzel dizeleri kutlarım dost.
Saygılarımla...