METELİKSİZ DÜŞ
Küresel ısınma,otomobil eksozu
Sebebi her ne olursa olsun Düşmemekte kentime kar taneleri. Çocukluğumun geçtiği Gece kondu’nun bahçesi geliyor aklıma. Yakacak odunumuz yoktu -ama yağardı lapa lapa kar evimizin çatısına. Hemende intihar etmezdi kendini, Günlerce,haftalarca kalırdı toprağın üzerinde, Zaten şehrimin alt yapısı,eriyen karları kaldıramazdı Taşardı kanalizasyon çukurları, Bok kokusun da gittiğimizde oldu okul yoluna. Yinede kar birşey kaybetmezdi beyazlığından, Donmuş çeşme musluklarından medet uman anam, Doldururdu bir tencere içine onları, Yazlık giysilerimizi,basardı talaş sobasına, Ve erirdi,işte o zaman güzeldi eriyişi karın, Kuru damaklarımızda soğuk pınar suyu iniyordu!.. Kimsecikler olmazdı gecenin ilerleyen saatlerinde,caddelerde Birtek kardan adamımız vardı,bahçemizin beyaz bekçisi, Aş,ekmek istemezdi hani, Güneş gösterirken yüzünü ağlardı, Bizlerde ağlardık,onun bu hüzünlü gidişine. Okul bahçemizide süslerdi kar, El ele tutuşmanın haram sayıldığı o günlerde, Tutardık,sarı,siyah saçlı kızların minik ellerini, Yokuş aşağı kayardı ayakları,yüzlerinde çingene sevinci, Nedense hoşumuza giderdi,onların bu tatlı gülümseyişleri, Akşamında ilk okul defterimizi süslerdi,isimleri. Buz tutardı evlerin çatılarındaki oluklar, Ucu sivri bıçak gibi bakardı aşağı buzlar, Korkuturdu bakışları,küçük sıska bedenlerimizi. Birtek yüksek tepe başlarında erimezdi kar, Cesareti olan çıkardı yamacına kayaların, Aklı yetmeyenimiz istiklal marşı okur, Aklı yetenimiz dinleyerek büyüdüğü türküyü. Bir çoğumuz sevmezdik istiklal marşını, Cuma sonrası diktiklerinde okul önüne, Titreyen bedenimize işleyeceğini söylerdi, Osmanlı kültüründe büyümüş ögretmenimiz, Ne zaman işlediğini hissetsek, Hafta başına, çoğu gelmezdi okula,kimisi hiç, Ya bademciklerimiz,yada böbreklerimiz İltihabın o buruk acısını misafir ederdi içinde.. Kar bizim için oyunlarda güzeldi, Babamız dört gözle baharın gelmesini beklerdi, Tuğla tutan elleri,tütünsüzdü kış günlerinde, Meteliksiz olmak onun için ayıp değildi, Annem için bam başka bir ayıptı, Utanırdı hep aynı yazdan kalma Çağla yeşili penyenin,yoksul bedenini süslemesinden, Haklıydı utanmakta,şimdi haksız olanı sorguluyorum, Sakın! şu köşkünde bakire bir kızla, şömine başını bekleyen, Tokuşturduğu şarap kadehini,sömürerek içen, Parayla kadın satın alan ihtiyar herif olmasın bu? Ahh güzel kardeşlerim,arkadaşlarım, Aldırmadan gitmek istiyorum bir yerlere, Kentsel dönüşümün magduru Fistanlı kadınlarıyla,lastik ayakkabılı çocuklarla Sokak köpekleri,kedileriyle güzel olan varoşlara, Yenik zamanın yenik insanı olmak istemiyorum, Dışarı çıkmak ve yürümek istiyorum, Haciz,ihtar mektuplarıyla dolu posta kutusuna, Yıkılan evimizin en garip yerlerine,dokunmayıda. Güneşin ışıklarıyla sararan düşlerimi tazelemeliyim, Oturup küçük kaya parçası üzerine, Karın yağmasını beklemeliyim, - Ki yaşamalıyım,bir kez daha çocukluğunu sokağın.. Devrim DOKDERE |
keşlke deneme olarak yazsaydınız çok hoş olmuş