Yankıgecenin duldasında yokluğunu büyütür gölgen anılar tepe taklak zihnimi oyan buruk hayalin ezberimde kahve gözlerin; kalbimi kuyuya bakışlarımı suya düşürdüm kendimi sende bulalı susuzluğum ebedi bir serabın içinde çöl çöl içinde aşk vurdu evvel zamandan çıkan yaralarım ve rüyalarım sağır-lal kadınların içi oyulmuş hayatlarından kokmuş kaderlerini ateşe atma telaşesinde gördüğümde sende kendimi söküp kalbimi sana bıraktım içimdeki yankın yıktığında duvarları mecalim titrerken tebessümle rüzgarların getirdiği soluğun ensemde susadım uzaklığına mesafelerin kendime saklandığım kuytularda toprak hasretim zindan ayak diplerinde sude nur haylazca |