SİYAH BEYAZ
SİYAH BEYAZ
Artık siyah beyaz resimleri seviyorum. Hani o seyyar fotoğrafçılarda çektirdiğimiz, Ya da küçük kutu makinelerde, Makaralara sarılı geniş filmlerle, Kendimiz çektiğimiz.. Artık siyah beyaz resimleri seviyorum. Kenarları tırtıklı kesilmiş, Senelerin yorgunluğuyla çizilmiş, Sararmış resimleri. Alnımdaki kırışıklar gibi kırış, kırış, Yüreğim gibi kurumuş resimleri. Soluk bir resme bakıyorum, Gençlik Parkında çektirdiğimiz. Arkamızda duvara serili bir siyah çarşaf. Önünde senle, ben. El eleyiz. Biraz çekingen tutmuşuz ellerimizi. Her halde utanmışız gelen geçenden. Benim saçlarım arkaya taranmış. Bol limonla yatıştırılmış dikkatlice. Seninse uzun saçların, Omuzlarını kaplamış. Birbirimize bakmışız, hayran hayran. Ne kadar da âşıkmışız birbirimize? Artık siyah beyaz resimleri seviyorum. Havuz kenarında oturduğumuz çaycıyı, Kararmış tahta masa üstündeki semaveri, İnce belli çay bardaklarını. Biraz evvel yine taramıştım saçlarımı, Hergele meydanından aldığım, Arkası horoz resimli, Teneke kaplı, yuvarlak cep aynamla. Helecanlıyım, Ellerim titriyor sana nasıl söyleyeceğim diye. Seni seviyorum delicesine. Kırk sene geçmiş aradan, Ellerimi yaşlılık lekeleri kaplamış kahverengi. Yüreğim elimdeki resim gibi tırtık tırtık. Gözlerim de iyi görmüyor artık. Zaman beni de yıpratmış anladığın. Siyah beyaz resimler gibi. Artık siyah beyaz resimleri seviyorum. Benim gibi yaşlılık lekeli, Biraz rengi kaçmış, Birazda sararmış resimleri. Benim gibi. Senin gibi. Tek şey kalmış geçmişten, Değişmeyen, eskimeyen. Ben seni hala seviyorum. DELİCESİNE. Attila Bozoğlu – Eski Foça |