NEDEN
NEDEN
Yüzlerce dağ , yüzlerce tepe. Yüzlerce ev , yüzlerce ışık. Yüzlerce gecekonduda Ayşeler, Yüzlerce bahtsızı doğururken, Yüzlerce çarşaf dişlerin arasında, Boncuk boncuk terler , Boncuk boncuk mangallar, Dışarıda kar boncuk boncuk. Özel hastanede, Bilmem hangi özel odada, Doğum yapan hanımefendiler, İpek geceliğini çekiştirip, Tepsideki rostoya , Neden burun kıvırırlar? Budapeşte sokaklarında , Neden bağrışır çocuklar? Notre Deme kilisesinde papaz, Neden hala her Pazar, Vaftiz yapar , kutsal şarap sunar? Lower Manhattan’da küçük bir Portorikolu kız, Esrardan mayhoş , bekaretini kaybederken, Vatikan’da acaba çanlar, Neden böyle gür çalar ? Bir ev , bir ışık , bir tek kavak. Bir tek dağ tepelerin ardında. Ümitlerim , düşlerim , kederim, Bir tek kavak. Kavakta asılı bir tek adam. Yalnız , yapayalnız. Bir gül , bir kadın , bir gitar. Flamenkoların çınlattığı bir bar. Bir adam Madrid hapishanesinde, Bilekleri kanlı, Bir tek jilet yerde. Terk edilmiş , yalnız , yapayalnız. Harlem’de bir zenci kız. Afro saçlar kabarık, Kayış gibi siyah bir delikanlıyla, Kayış gibi siyah bir gecede, Çarparken bir kere biri, Martin Luther King’in mezarında bir kadın, Kayış gibi bir gecede , Kayış gibi bir yürekle, Neden bembeyaz bir mum yakar? Anadolu’mun bilmem ne köyünde, Mehmet Ağa , elinde saldırma, Bir adet beşi bir yerde için, Doğrarken gırtlağını, Yetmişlik bir ihtiyarın, Beyoğlu’nun bir pavyonunda, Pamuk tüccarı Mustafa, Neden garsona 500 lira bahşiş atar? Attila Bozoğlu – Eski Foça |
Ustaca kaleme alınmış bir şiir. Eee yaşanmışlık, okumuş bir zihne bulanınca şiir ayrı bir secdeye kapanıyor yürekte.