Yangın Yankısı
Yangın Yankısı
günlüğüm oldun yazmakla bitimsiz dağınık dünyalarımın derleyicisi gecesi derlenmiş rüyalarımın rüzgarı yoran o saçlarına takıldı hecelerim sar beni yangın yankısı ormanlarına kırılsın ömrümün ayazları kışım olma alın yaz’ım ol hiçbir deniz yormasın yüreğimizi karşımda doruğusun bütün güzelliğin hangi ölümle oyalanırsam oyalanayım unutmam mümkün değil akışını siyahlığıma kirpiğimde suya eğilmiş bir serçe gibi eğlenirken gülüşlerin başlar günlüğüm yazmaya gölgelerin zift gibi bir acımasızlığa çekildiği vakit göğe arkadaş kırlangıçlar vurulur beynimde kızılca kıyamet içinden bana bir ışık yak yol kenarlı eleleli merakının sonucu olmak istiyorum herşeyinin sonu örselenmek istiyorum düşlerinde kov beni uzaklığından azad et yakınlığına aşk yetmiyor sana duyduğum hiçbir şeye güzel yetmiyor ben değil senin var olma ihtimallerini başlayamadım seni yazabilmeye bile günlüğüm oldun yazmakla bitimsiz aşk ve güzelden üstün makamlardayız sevgilim ömrüm sesinin yankısını toplayarak yapacak son bestesini sayıkladığım bir imkansızlıktı gelişin ama gelişin de geldi bak tüm menzillerin sonunda bana ömür boylu kucağını açar mısın... doyamam bu ihtimalle yollar katetmeye... yalnızlık küpeştesine yaslanarak el salladığım son kara parçamsın sen sen tren garlarında uyku veren sakinlik otobüs garlarında zeytin ekmek çıkını ve ölümsüz huzurdur profilin ne bir eksik ne bir fazla bir ekmekle bir maşrapa suyun uyumlu mutluluğu gibi... günlüğüm oldun yazmakla bitimsiz çocukların toy ve beceriksiz ellerinde mükemmel bir papatya öyle güzel mükemmel sade son parasıyla elma şekeri alan bir yumurcağın coşkusu oldun - seninle dolu yalnızlığım- özlüyorum seninle uçurtma uçurmayı aynı yolda yürümeyi paylaşmak gibi hem uyumlu hem uyumsuz aynı şarkıyı ayrı tellerden söyleyen noktasız bir keman ve bol es’li bir piyano gibi ki senin yorumun: ’iki dönemli iki ruh hali yalvarış ve isyan ve sonunda kabulleniş sanki ve gidiş...’ Kağan İşçen |