Kırbaya Doldurulmuş Okyanus
Çelik çarmıh değildi ölüme buse gönderen
Süslü davet görmüş mekanlara da bataklık sızar Kaçanlar merdivenlere küserse suçludur ayaklar Zümrüt duygular hareketlenir kuyumcu aynasında Bir değer tığı vicdan nakşını gönderir Buket insanlık kırılmaz sözlerin emanetidir Serpilmiş madalyonlar bırakılır kuş yuvalarına Gagalarında somaki heyecan taşıyan çırpınışlarıyla “Beklenen Hayat” yazılmıştır asfalta,ayakların basmadığı.. Şatafat hırsızları da bıraktı mahçup kelepçelerini Dizler birbirine değiyordu göz kepenklerinde Muslukların tek akacağı zamana avuç açmışçasına Seher palmiyeleri dikmişlerdi deryanın binbir köşesine, Zehirli kılçıkları yoktu artık hamarat sahillerin.. Ey,kahraman arayan ağzı dinar dolu balıklar! Geç tanıyanlara hemen püskürtmeyin sitemlerinizi “Med” ile ağlayıp “Cezir” ile gülenleri de siz gördünüz! Bırakamadılar Sodom-Gomorre kapsüllerini Remil mızraklarını sinesine saplayanlara kalem konuşamaz Ne desin lalezarda dolaşan renkli gece, Ne desin cümle kristaliyle sıvanmış barışık hece.. Gürsel ÇOPUR |