DİKENLİ TELLİ OKULUMUZ!
Bir okul var uzaklarda,
Etrafı dikenli tellerle kaplı Köyün doyumsuz çamurları Çocukluğumu onun kucağına attı, Yedi yaşımın küçük tomurcukları, Bu okulda bir bir patladı Gariban fakir köylü çocukları, Ana hasretiyle gözler yolları... Aşağı deredeki kurbağa uğultuları Alıp götürür küçük umutları Yemekhanedeki aşçı başları Azrail gibi korkutur körpe yavruları Dile gelse bu okulun duvarları Bir adam gibi anlatır eski anıları... İbrahim e.s.r adında bir adamı Devlet bu çocukların başına yolladı İsmail k.l.ç diye bir Müdür muavini Değneğiyle çocukların başını yarardı, O yılların bedduası var hayatlarda Rüstem G...r..l.r sansar gibi pusuda Misket oynayan zavallı çocukları Gözünü kırpmadan hunharca hırpalardı; Şakir Albayrak gibi muhterem hocamı Devlet Mardin!e sürgüne yolladı, Duydum ki,Hakkın yüce Rahmeti Bir gün alıp götürmüş böyle birini Bilmem ki bu okulu nasıl yazıp çizmeli Namaza giderken önümüzü keserdi Bir grup sağcı serseri, Ey Allahsız komünistler! Burası Allah’ın evi Kaybettirip izimizi telden girerdik içeri Sağcı Müdür İbrahim Ce....s..r un dönemi Küçük tomurcukları ezip geçti... Bir gün Bünyamin;Kenan ve Beni Odasında saatlerce sorgulayıp dinledi Bir şey bulamayınca ağzımızı burnumuzu ezdi, O zaman ki müdür muavini Sadık B..k..m..z..i, Üstümüze salar tepkimizi ölçerdi, Sadık B.k..m..z.. de onlardan biriydi Ama gönlümüzü almasını çok iyi bilirdi, Hem döverdi arkasından bizi teselli ederdi. O okulda neleri neleri görmedik ki, Düşünceleri uymasa da adam gibi Ahmet Güleç’i Biz rahmetle anıyoruz şimdi... Bu okul çok uzaklarda, Domuz çanı vardı dersliğin tavanında Elektrikler çok kesilirdi o yıllarda Domuz çanı hemen yetişirdi imdadımıza... Güller arasında uyuya kalan çocuklara Köpek ya da kedi olurdu deva, Güneş süzülürken ufukta Kükrer dururdu başımızda bir hoca, Etüt başladı zil duyulmadı mı oraya Apar topar uyanırız bir anda Topuklarız etüt için sınıflara Kimimiz kitaplara, kimimiz sıralara Bırakırız kendimizi deliksiz uykulara... Bu okul çok uzaklarda, 1981 ile 2006 yılları var aramızda Nuri Yal...ç.n.’dan miras kaldı sandığım bana, Boya yaparak başladım o gün çalışmaya Para olmasa hangi kızlar takılırdı arkama Bir aşk için gider mi insan disipline, Melek için ben katlandım hepsine, Ayrıldık 30 haziran 1981’de O kaldı orada ben gittim kayseriye Postacı bir mektup getirdi elime, İlk satırda karşıma çıkan tekerleme, "Uzun bir yol var aramızda, Bir ucunda sen bir ucunda ben, Bir ateş yanıyor bağrımda, Ateşi sen dumanı ben." Ve nihayet noktalanıyordu şu ibareyle, "Bir mektup gönderiyorum, Sana olan özlemimi gidermek için Ve bir mektup bekliyorum, Senden gelecek sevgi için..." Bu aşk olmasaydı bizde, Nasıl dökülürdü mısralar dizelere Okul dedik ya okul işte, Biz böyle okuduk feleğin çemberinde Yılmadık dayandık geldik bu günlere, İlk aşkımız o gün filizlendi içimizde, Yolumuz hiç kesişmedi bir daha Melek’le Gül bahçesinde derlediğimiz sevgimizi; Kaptırmadık hiçbir serseriye, Bu okul çok uzaklarda, Aşk ve sevginin tadı kaldı damağımızda Çocuk olsaydık bizde bu günlerde, 23 Nisanı doya doya yaşardık, Dikenli teller içinde... Yıl:23.04.2006 Yer: Çengelköy/İST EROL Kekeç NOT:23 Nisan çocuklarına atfen yazılmıştır... Onlara ithaf olunur. |
Bir ucunda sen bir ucunda ben,
Bir ateş yanıyor bağrımda,
Ateşi sen dumanı ben."
Gül bahçesinde derlediğimiz sevgimizi;
Kaptırmadık hiçbir serseriye,
sağ-sol görüş konusunda her ne kadar zıt oktalarda bulunsak da her iki düşünce sisteminin içinde kötü niyetli insanların var olduğunu bildiğimden yazdığınız mükemmel öyküleme şiirinizin samimiyetinden kuşku duymadım hiç.
Öyle ki;
Namaza giderken önümüzü keserdi
Bir grup sağcı serseri,
Ey Allahsız komünistler! Burası Allah’ın evi
Kaybettirip izimizi telden girerdik içeri
bu dizelerinizde bir hüzün yaşadım. tıpkı bazı sol görüşlülerin benim inancım gereği yaptıklarımı, yaşamak istediklerimi hor görmeleri durumunda yaşadığım hüzün gibi.
Aslında bende sağ-sol fanatizmi yoktur. Bende aslolan insan ve insanlıktır. Hak ve hukuktur.
Bizi bölmek düşünce yapımıza göre şekillendirilen, uydurulan bu zehirli siztemler o zamanlar sizin gibi bilmem kimlerin canını acıttı hayatını kararttı.
Velhasıl,
Şiirinizi beğenerek okudum
Kaleminize sağlık