Yol Uğrunaikircik salkımları yola serpiliyor köprünün ihtişam kokan rüzgârında kaftan giymiş düşünceler teleklerde saf olmuş haykırıyorlar dizlerinin dibinde nirengi diyaframında haykırış fayda değil insanlık bunu istemiyor penceresinde câriye serbestliğinde atılan adımlar özgürlük nişanesi değil pranga kemendinde bir düğüm olsa açılır.. boğaza saplanan tavsiyenin dili olamaz basiret bağında gezerken anlar insan dünya sır dağıtıyor topraklara ezilen terâne olsa kefe bozulmaz kapanmayan panjurunda göz gözü görmez halden anlamayan “hâl” konuşmayınca bu da dilin sultanlığı kalbe dost kalp konuşunca tatlanır dil lebriz başağın kostümü ne hoş meyvesini hatırlatır ıstırap palmiyelerinin mazimden burnumu sızlatan bir kor hafakanımı yalayan poyrazımla gelmiş yufka izlerde hayat bir saykal med-cezirler türden öte rafta rehin aldım muhalif kalem cızırtısını eğildim mürekkebin ruhuna.. bana sorsalar zaman akıyor mu kaynayan günlerim heyecanımda bir sır ulu mabette vefa titremesi adetim başucumda seher yalazı..belki nakaratım sadet izlerimde hep aynı tebessüm buğulanmamış aynamda insanın göremeyeceği çerçeveli bir hicran.. mürekkebime damıtırken elime bulaşmıştı ince latifenin kan çeperi fısıldamak isterdim hayatımın bu esamesini saklı kalsın halim,konuşsun kalemim.. Gürsel ÇOPUR |
eğildim mürekkebin ruhuna.."
müthiş dizeler. Tebrikler.