13
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1531
Okunma

Ömrün bahar çağında zemheri soluyor takvim
Kar tanesiyim kristal, düşüyorum gör beni...
Çiğ damlası yaşlarım, bahar yapraklarında
Hüzzam dolu sesimin tınısından duy beni...
Tellerimin içinde kalmamışken siyahlar
Aklaşmış özlemimin rüzgârında gör beni...
Hasret dokunuşları nisan yağmurlarınca
Kırık dökük nihavent şarkısında duy beni...
Geceyle dirilirken leyli udi ziyâlar
Göz suyu ummanında çırpınanım gör beni....
Titreyen dudaklarım azabı közlendikçe
Lâl olan figanımın hüsrevinde duy beni...
Aslı enkazlarımın ayaz çeltiklerden
Kıyılmış onca düşün sızısında gör beni...
Dura kalmış ümidim adressiz sokağında
Tarifsiz yolları arıyorken duy beni...
Sıska kalmış hülyamın lâl hıçkırığında
Lime lime eriyen kederimde gör beni...
Kilitli sandıklardan sırlarım döküldükçe
Sessiz çığlıklarımın sen’lisinden duy beni...
Mağlup olmuş umudun bükülen bileğinden
Dibe vuran özümün küllerinden gör beni…
Düşmüşken feryatların zamansız kıblesine
Hu çığlıklarımın peşrevinden duy beni…
Hüznümün telvesinde bir kör neşter ki sabrım
Kanayan yüreğimin avazından duy beni…
12.04.2009