Gök/yüz(l)ümeŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Şittttttttt kulağıma dostluğunu fısıldayan
Seviyorum seni ... Sen, Adımlanmamış çiçeklerin çiğiyle Uzanırken yüreğime Ben , Tecritlerle öykünen coğrafyamda tek ayaküstü sızlanıp Kuru dallarını ateşe veriyordum yokluğun, Sen, Pabuçlarınla ekerken sevginin pembe düşlerini Uzak yakın yollara Ben, Merdiven dayardım yetim hıçkırıklara, Yıldız yıldız b/akar kısık çığlıkların sabrını yamalardım. Sen, İyi niyetlerinin ummanında çoğalırken Ve yargılamazken kimsesizliği Ben, Emanet gülücükler sunup çocukların yüzüne Gözyaşını içiyordum ölü sevinçlerinin Ve dokundukça yanıyordum kelebeklerin alazlanmış tenine Sen, Bir gurup vakti dökülünce tinimin serkeşliğine Sızılarımın ödünç alınmışlığına buğulanıyordun terli sabahlarda, Ben, Sığ sularda yüzüp göç seferli çocuklara ninniler topluyordum Kül rengi şafakların soğuk kavşaklarında Sen Dokundukça yüreğimin o ağrıyan yanına Ben, Anadolu topraklarının kokusunu duyuyordum Dostluğunun o dingin ovasında Anladım ki Biz seninle bir lisanın tercümanıydık Bir öykünün kesişen düzleminde Satırlar arşınlayan Tali yolların yolcusuyduk… Sen vakitlice gelen Gülşen, Kalbime inen seda Ebedimin gözlerine bir katre huzur sürmelerken Bir ülke yüreğinle Bütün şehirleri feda ederim tek damla gözyaşına Keskin cümlelerimle. Bil ki Yüreğim el pençe divan kardeşliğine… Sema Enci’ye... 23.12.2010 |
kaleminiz kelamınız hiç tükenmesin inş
izmirden selamla r