L'â'minYitirilmiş ne varsa düne dair hepsine âmin… Yalın ayak koşup gelecek çocukluğum Büyümüşlüğün verdiği garip saplantı gibi bir nefes daha alıp sigaramdan Kaybettiğim ne varsa her şeye âmin… Annem yine terliği fırlatıp küstürürken umutlarımı Babamda içli bir gelecek kaygısı kendine dair. Salıncaktaydı pişmanlıklarım Sallandıkça kucak açıp bağrına basacaktı abla yanlarım. Boyu kısa, iri gözleriyle bakacaktı ki kindâr kahkahalarım Umudumu bir leşin önüne attığımdan bu yana Büyümeye hasret kalacak dudaklarımdan öptüm, âmin… Bu kırık ayna en sevdiğim dostum sanki Çatlaklarımı örtüyor. Gülümsüyorum sonra Ömrümden bir bereket miktarı kadar eksiliyor. Acılarımı dillendirirken Düştün diyor Bir kez daha çullanıyor eksik akıllı yeni yaş sendromlarım, âmin… Al, sana yeni bir şiir daha diyorum Kırılıp dökülen saçlarımın bahtına, sana değil. Yani benden bile öte, hiçliğinin ağrıyan yüzüne Baht denen tahtın yeniden kanayan geçmişine Geleceğine, senden bile öte içime. Her yağmur bir günahı kayıplara sürüklerken Gök kubbesinde yeni dirilen kirli çocukluğum sen de kalsın. Yeni yetme acıları giyinirken üzerime Bağışladığım her günahın ben de sır kalsın, âmin… Yitirdiğim ve sana dair ne varsa hepsine âmin. |
Yitirilmiş ne varsa düne dair hepsine âmin!
Kopacak kıyametler için tehlikeli bir dişisin, bilirim
Tıpkı güneşe yüz süren kardelenler gibi, kısa ve öz
-İşte bütün yazdıkların..
"Durun!
Örtün üstümü!"
Belki Hezarfen kanatlanıp uçmasaydı umut doğmayacaktı
Ve sen düşmeyecektin beyazlara bürünmüş bir martının kanadından
Oysa bütün yazılanlar labirentiydi düşüncelerinin -ki zaten sana uyu dedi şehir
Uyu!
Şimdi ben de bu sahneden düşsem... ah küfürbaz replik!
Gördük ve alkışladık seni!
On harfte sen;
..........
Kutlarım.