GURBETÇİ TÜRKÜSÜ
suları çekilmiş kuyu gibiyim,
içimde bir soğuk, ecel gibi sert; her an donabilir, ölebilirim, bu acı bambaşka, bu dert başka dert. hey anam, adına gurbet demişler, yeri zillet, göğü zulmet demişler. ekmek aynı ekmek, ama tadı yok, çiçekler ektiğim çiçekler değil. ay sanki bir yay, ışıkları ok, gök kubbe başımda bir miğfer çil çil. oy anam, ezildi, yıkıldı özüm, umudu gözlerken köreldi gözüm. şans balonlarımı en kötü cinler patlatmışlar, ama acaba niçin? keşke hep sonbahar olsa mevsimler gurbetçi kuşlarla dertleşmek için. ey anam, onlar da benden mutlular, çünkü özgürlük ve kanatları var. anlamsız bir ömrün kırıntıları dağılmış kaderin kör tespihinden; bir kırık aynanın pırıltıları koparıp götürmüş benliği benden. vay anam, sıradan mahkûm ne bilir, hapis, gurbetçinin yüreğindedir. |
şiirde ise çok güzel anlatılmı harika olmuş
yüreğinize sağlık
saygılar...