SAKLAMBAÇkomşuyduk, çocuktuk ve delişmendik, ben sıska bir oğlan, o - nazlı bebek; kelebeklerce hür, kuşlarca şendik, beraber olmaktı sevincimiz tek. mekânımız aynı: o yeşil yamaç, oyunlar oynardık, hem de doyunca. körçepiç, çömlekçik, hele saklambaç oyalardı bizi günler boyunca. tanrım, neydi beni bağlayan ona, onsuz yaşayamaz, duramaz oldum. hevesle koştum her masum oyuna, o benden hep kaçtı, ben de hep buldum. zamanla büyüdük ve erginleştik, ben perçem uzattım, o kına yaktı. tuttuk saklambacı tek oyun seçtik: saklambaç, gönlüme yelkenler taktı. ille bir gün o şımarık bebeğim öyle gizlendi ki ne iz, ne nişan… aradım taradım, yer gök demedim, yamaç viran oldu, oyun perişan. tutkun avcı gibi, gözlerimde nem, hâlâ arıyorum gizli maralı. saklambaç adını duymak istemem, bu oyundan kalbim korkunç yaralı. |