suskun aşkları dinliyorum monsieur Montmartre merdivenlerinde yalnızlığım ve ben rüzgâra karışıyor eski bir zaman sarhoşluğu dudağıma konarken bağından kopan ekşi üzüm şaraba kesiyor gözyaş(lar)ım
ne kadar yakışıyor bu şehrin ruhuna şemsiye ve pardösü yosunlu basamaklarda yıkanırken yirmili yaşlar güneş pelerinini örtünür akşamüzeri serinliği
içini çeker Puccini Mimi, Rodolfo’nun hüznünde içre geyşanın tükenen sabrına kan damlatırken hançer ağzından öper kederi Madam Butterfly başlar ölü kadınlar aryası la bohéme
Cihangir merdivenlerindesiniz monsieur gülüşünüz yüzünüzde unuttuğunuz eski bir ayıp kirli sakallarınıza saklı keşişliğiniz küçük bir çocuk kadar günahkâr belli ki o yıllar elleriniz ve sevginiz ve öpüşleriniz kaçamaktı anlamından
öyle ya siz karar verirsiniz bir duygunun ne kadar yaşatılacağına ve yaşlılığın ne zaman saçlarımıza asılacağına
hatıralarda kalmış ağrılı bir şarkı taş yokuşlarda la bohéme
nasıl da yakışıyor aşk birbirinden uzak hayatlara ama en çok bir kadının yüz çizgilerine ve bir erkeğin gururuna...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ölü Kadınlar Aryası şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ölü Kadınlar Aryası şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.