Ah Sustum Ah Yutkundum
"Mırın mırıne va bırina çıye?"
Gözbebeklerimin göbek bağı figanım acılı bir tebessümle uyanıyor dudaklarımda... Güneş takılırken ağıdımın omuzlarına Göğsümün yorgunluğu soluğuma ilişir Ah düşerken ömrüme ölüm Açlığını bastıramıyorum daye hasretlerimin… Kırık bir avlunun duldasına saklanmış uykusuzluğum Terim tenime sığınır zılgıtlarımca Kirpiğim ıslanınca bakışım esmer salınıyor Topyekûn sızlanıyor feryatlar toprağın sinesine… Koştum, Koştukça caddeler yuttum Sokaklara yağmur durdum Dağlarımın öyküsü tüttükçe Bir ölümün böğründe durmadan kendime kustum Kendime kasırga durdum Bir türkünün ağzında tütün sustum Kan kurudum infazına düşümün Kabuksuz yaralar coştum Zamana ağıtlar yordum… Yüzümde kanlı karanlık hülya Ağlaşıyoruz duldasında öksüzlüğün Kedere türküler yakıyoruz Yorgun ve sevdalı hüzün yürek kınında Bıçak kesiği ezgiler kıvamınca… Saçlarımda ak güller Saçlarımda yağmur Saçlarımda yitik yıllar, yangınlar Ter içinde susuyorum Soluğuma tutundukça sabahlar… Güle ağlaya esnedikçe yüreğim bozgun yemiş hülyalarıma Düğümleniyorum ürkek kuşların çığlıklarıyla Kül anılar tenime sığınıyor C/anımdan c/anlar koptukça… Ah yüreğimin örsü dudağımın belası Ah göç yollarımın tuzsuz ağıdı Ah göğsümü yırtan ölüm Ah leblerimde yükselen dengbej çığlığım Artık her vakit gece gibiyim Ah yüreğimin y/oku Hüznümün çoğu Ah ah uyandın mı uykundan Bil ki özgürsün gerekçemde Ah ünlemim uçurum dibim Bilmez misin uyandıkça uykundan uyuyamam kederinden… |
bir de seviyorum güneşi
sahi ne zaman gelecek avuçlarıma