GÖZLERİ ÖPÜLESİ İSMAİL...
Amenna ve Saddakna...
Adağı boynuna... Bir kalb-i Halil’di âteşi döndüren gülzâra... Bir yeni imtihan vakti şimdi, Bir va’ad-i kavil Bil-fiil... Bir kurban Bir Oğul. İsmail... Bilendi İbrahim’in ruhu, cümle uzvu, İmanı makbul idi Hakk katında Gönlü emindi, aklı selim... Düştü ardı sıra iblis... — Kıyma İbrahimOğul, candan aziz. — Biismi Rabbike... Yüklendi taşa iman Atıldı üzerine iblisin. Sınandı üç kere İsmail’in babası Üçünde de Hakk’a râm... İsmail, Emr-i İlahiyeye teslim, Ne bir sitem, ne isyan. Gözlerine cennet çekilen İsmail... Ellerinde kement, Ayaklarında urgan. Çalındı bilenmiş iman boynuna oğulcuğun, Köreldi bıçaklar, Kesmez. Emir Yaratan’dan. Taşta sınadı İbrahim bıçağı, Yarıldı taş boydan boya. İsmail’e işlemez. Cibril... Ufukta atlı. Bir koç vardı kucağında, armağan. Çöz gözlerindeki yaşları şimdi İki mükafata eren Nebi. Sen Halilullah; Sen bayram muştusu. Sen, gözleri öpülesi İsmail’e kanat... Öpülür bizde de o gün bugün Kurbanlık canların gözlerinden pür-şefkat. Dilde dua olur; Şefaat Şefaat Şefaat... OLCAY GÖKÇE - AMASYA / KASIM 2010 |