Ay Yüzüne Ben Düşer
Ay kandil olmuş ellerimde
Gece zeytin karası Panjur arkasında cebelleşmelerim Soğuk sütunlarda iki büklüm Çare hüzünlü düşer… Sayfalarında gecenin bitimsiz serzenişle Söylenmemiş özgün tınılarımda saba Avuç içi sarmalında gözyaşı Tutunmuş parmak aralarına Damla tene karışınca fermanı Seferi uykusuzluk Kor efsunla düşer… Çizdikçe yüzünü aynalarda sevgilinin Başaklar sivrilir çapraz boydan İçe seslenen yankılarda söner ateşler Yolunu bulamaz yelkovan kadranda Zaman sükûta düşer… En lila tazeliğinde bir nefes Marmara dalgalarına martı muhataplığı Serin dalgalarda köpüklenir nazenin dilek Kırkikindi ıslaklığında cemrelenir sabaha Mavi sehere düşer… Leylak düşümlerinden merhem Kar kırığı gönül yarasında bohem Soğuk ülkelere mi göç kervanları Toz bulutlara karışmışken Çöl sıcağında gün ortası Ay yüze ben düşer… Bir kuğu kanadında saklı heybet Beyaz pencerelerden sarkar aşk Olunmaz yaralarıma mümessil Acıkmış bir çocuğun duruşunda Bin bir suçu sırtlanan müebbet Yaş ilmekle düşer… Pupa yelken yalnızlığa heyamola ezgiyle Uçur ölümleri martı çığlıklarından Yutkundukça genzinde yosunun acı tadı Yüzükoyun karaya vuran yitikliğinden Can hayale düşer… Aynalardan damlar gül yaprağına hicran Sarmalanır dokunuşu hislerin yüreğince Kurşun dökümünde o sızılı haziran Tebessüm deryasında aysberg umutlar An ketum düşer… Aykırı öyküler kenarında acılar İnce bir urgana düğümlü Bildik caddelerinde yönsüz şaşkınlıklar Ne yapsam da Yüreğin sızısı çıkmaz şiirlerimden Karakalem söz düşer… Hüzünlü yüzlerde beliren gümüş çizgiler Arınmış mekânlarında meçhul zaman Ömür duvarımda asılı tablodan güler Azlığım yokluk, çokluğumda sevdam Aşk ahdime düşer… Fikrinde hülasa özlem Umut bahar dağıtımında Gözlere en yeşil tomurcuk düşer Divane fısıltılarda martı Yakamoz serinliğinde yıldız Ömre ay soluklu Sızılı canan düşer... 02.03.2009 |
Zaman sükûta düşer…" cansın hazal ğazalsın canan...