Bu Şehirde
aşk bize benzerdi
sahte sulara yansımasaydı yüzümüzün ters yönü dingin bir şefkati unutmazdı ellerimiz dilimizin vazgeçilmezi olmasaydı ayrılık tümcesi etini kemirmezdi köpek balıkları akdeniz de, dipsiz sulara gömülen anılarımızın şimdi baharı uğurladık kokumuz eksik ruhlar suskuda her geride bıraktığımız gece bir fahişe gülüşü bırakıyor, sabahımıza her yeni başlangıç simsiyah bir intihar yüreğimizi sarkıttığımız iklimler, ıslak ucu yanık sayfalardan gözyaşları diriliyor yarınlara ışıyan kutup yıldızlarına birisi siliyor birisi yazarken, masalımızı yeniden özlem dikiyoruz kutsal topraklarımıza aşk filizleniyor kuruyan köklerinden beyaz cennetimiz/küskün, nedense martılar büyütüyoruz düşselimizde kanatsız uçmaya çalışıyor her biri yarım kalan ne çok senden ve bize benzeyenlerden var bu şehirde Çiğdem Parlayüksel |
senden
ve
bize benzeyenlerden var
bu şehirde
bu şehirde
bana benzeyenlerin kalabalığında
senin gibi gezerken
yanlızlığımı yanıma aldım
yürürken
bilmediğim caddelerinde
hayalini aradım gezdiğimiz yerlerde
hatıraların tuzak kurmuş nöbette
korkacak birşeyim yok
çakalın dişlerine bırakacak kadar
çırıl çıplak gezdiğim sokaklarda
bıraktım gövdemi
düşrelerini ortak ettim bu şehre
hasretinin diş izlerine
bırakarak bir ay gölgesinde
çakallara yem ettim
senden sonra bu şehire yüreğimi
yedirdim ruhumu
bu şehirde
karnını doruymak için
kalabalığın
belkide yok oldum
BU ŞEHİRDE......