GİDENLERİN ARDINDAN 3Aslıda susmayı öğreniyor insan. Yüreği feryat ederken bile. Gidenlerin ardından bakarken bile. Ve yürürken bile bir tabutun ardından ağır ağır, Ve ağlayan gözlerle. Susmayı öğreniyor aslında insan! Susmayı sayarken gözyaşlarını birer birer. Öğrenemediklerimde var aslında. Ve unutamadıklarımda. Ve söküp bir kenara atamadıklarımda. Artık susmasam diyorum gülüm. Konuşsam diyorum çıkarıp yüreğimden her kelimeyi. Haykırsam sevdamızı diyorum hani, Aldırmasam diyorum yolumu kesmesine ölümlerin. Kimse söylemese diyorum "unutursun" diye bir kelime. Unutmayı "unutsam" diyorum hani. Nispet yaparcasına Abdurrahim Karakoç’a şu yeryüzünde. Aslında anlatamıyorum be sevgili, Damarlarımda yol alan hicranı. Ve duyuramıyorum kimseye yedi yıllık bir feryadı. Beni anlayan var mı ki gülüm? Kim yapar acının tasvirini söylesene. "Zambaklar en ıssız yerlerde açarmış" oysa Ve varmış her vahşi çiçekte gurur. Sevmenin gururu varda gülüm, Ayrılığın gururu var mı ki söylesene! Sus gülüm! Sus Allah aşkına sus konuşma. Sil göz yaşlarını sil ne olur bu günde ağlama. Bu gün ayın on üçü, gülüm. Aylardan şubat, hasretin yedinci yılı yani, Sürgünün yedinci yılı. Gurbetin yedinci yılı, Yaşarken ölmenin yedinci yılı, Her gün bir dirhem erimenin yedinci yılı. Bu gün takılıp ta Azrailin peşine, Gidişinin yedinci yılı. Eskimeyen acıların yedinci yılı, Her gece ruhumda nükseden sancıların yedinci yılı. Bu gün daha da bir efkar kaplıyor içimi be gülüm. Başım ellerimin arasında, Dışarısı soğuk,dışarısı bir kefen beyazlığında. Ellerim cebimde hala,aklımda sen. Ölümü düşünüyorum gülüm Ölümü... Gidenlerin ardına düşerken gölgem. Bu gün ayın on üçü, gülüm. Aylardan şubat, hasretin yedinci yılı yani, Sürgünün yedinci yılı. Gurbetin yedinci yılı. Seni yazmaktan bıkmayan bir kalemin siyah ucuyla, Açıp yürek defterimden bembeyaz bir sayfa. Hani her zaman yaptığım gibi. Her satırında adını yazsam diyorum bu gün.. Hani her satırda hep; Adını işlesem diyorum harf harf, Hani "aşkım" desem sana. Sağ omuzum da ki melek sevabımı yazsa Sanki hiç kesilmemiş gibi sesin. Bir türkü tadında gelse diyorum kulaklarıma. Çok şey mi istiyorum Allah aşkına. Baksana gülüm; Yine yıldız kaydı gökyüzünden, Sabah seninle uyandı yine, Dağlar sildi gözlerinden şivanı, Binlerce berfini kuşandı toprağını. Üşümezsin değil mi gülüm? Neyse dur! Dur gülüm dur sakın konuşma. Konuşma sesini almasın rüzgar. Konuşma ne olur konuşma sus gülüm Sus yeşil gözlerine yağmasın kar.. Bu gün ayın on üçü gülüm. Aylardan şubat, hasretin yedinci yılı yani, Sürgünün yedinci yılı. Gurbetin yedinci yılı. Üzmeden sana dair her şeyi Ve öperek adının düştüğü yerleri, Ve birazda hani iznin varsa eğer, Koklayarak hasretini, Sana geldim gülüm. Ellerimde hala senin menekşelerin. Nasılda boy vermiş bir görsen güllerin. Yıllar ne çabuk geçiyor değil mi? Her şey gözlerimin önünde. Şurası Hakkari,şu asker ben, Şurası numune hastanesi şu solan gül-sen. Şu ağlayan ihtiyar,babam olmalı sanırım. Annem alınca haberi ilk bayılandı aşkım. Şu yakasına sarıldığım doktordu galiba, Şu Meryem annem olmalı hani ayaklarını öperek fenalık geçiren. Aman Allahım! Seni kim götürüyor gülüm, Kim götürüyor; Başına kadar bir beyaz çarşafı çekip. Daha gözlerini bile öpmeden. Nereye...? Nereye gülüm tarifsiz sancıları indirip yüreğime. Nereye Allah aşkına söylesene. Bu gün ayın on üçü gülüm. Aylardan şubat, hasretin yedinci yılı yani, Sürgünün yedinci yılı. Gurbetin yedinci yılı. Dört tekerlekli bir sedyeye, Gül dikilir mi be gülüm? Sedyeye gül dikilmez dikilmezde, Ölüm sessiz ve sakin Ve boy veriyor işte. Yakışmadı be gülüm. Bırakıp ta gitmek bir askeri teskeresine yedi ay kala, Ve yakışmadı inan tüm dünyayı yıkmak başına. Bu gün ayın on üçü gülüm. Aylardan şubat, hasretin yedinci yılı yani, Sürgünün yedinci yılı. Gurbetin yedinci yılı. Ve biliyor musun beyazlarla gelişinin yedinci yılı, Ve ne tevafuk ki beyazlarla gidişinin de yedinci yılı. Hiç kızmadım sana gülüm hem de hiç... Aslında biliyordum ölüm güzel şeydi. Ölüm bu kahpe dünyadan ebede terhisti. Ama lakin gülüm; Ateşin ilk düştüğü yer ilk yanan yerdi. Ve o ilk yanan yer hala yanmakta, ve inanır mısın gülüm hiç sönmemek üzere korlanmakta. Engin Badem |