Usta!
Bu hırsız söylemler çiğ dudağından dökülür
Üstümde günah hırkası ziyan verir tenime
Kavilleşmez cürümümüz o melun ihanetle
Lakin,
Vicdanım usta vicdanım zamana bulaşan
Zamanla uygunlaşan



Usta!
Durmuyor ayakta saatin sarkacı
Yelkovan biçiyor ömür defaatle
Kadrana nabzı sorunca
Meşerebi bozuk güneşler çoğalıyor
Günah diliyor usta



Usta!
Duvar yıkıntıları arasında
Tenlenir çehre-i çevşen
Kırılır gözde revnak
Bimekan usta
Dört yanım soğuk, sıvasız rüzgâr
Kan kokar revan kusar üşürüm.
Her yanlış bir doğrumu?
Gizli serpintilerde dillenen
Kan kızıl yarım nefes frengi deyişlerden
İçimde avazlanır bir çocuk
Bağırır da saklanır can kıyılır ah susar
Ağartı soluklanır zülfünde ay’ın
Koşarak uzaklaşır bir parça daha ah’ım
Alazlanırım usta




Usta!
Zor güneşle cebelleşmek
Yanmak gibidir turna cesaretiyle
Yarım kalan her fecir yürek yerime saplar zehirli keşki
Kama kanar dil yanar
Bir parça daha susarım usta
Sol yarım mazide kalır
Ç/alınırım her güne
Üvey sözcüklerden idamım düşer
Ederim yürekçe akit üstümde tozlanınca sıla



Usta!
Şıvgına serilişim şehri gecede
Pare pare eririm
Hazzına çekince gizli imtihan
Kaygılanır aynalar çelişir yansımalar
Göçmeni yargıların ketum bestelerinden
Verem akıtır kalbe
Kaktüsün çokluğudur usta
Gülü öldüren
Öyle ya usta
Öyle ya
Dudaktan parmaklara sızarken her kırmızı
Bülbül mısrasında gül solmadı mı?


Söyle!
Susarım nedir usta?