Jilet Kanatlı Kelebek
ey mutluluk
sobele yalnızlığımı ortaya çıksın imkansızlık sırları dökülsün ayrılık aynasının baharımın dünyaya gelişi herşeyden öte varlığıydı onun... ölüm ki yağmur saçlı egzotik köprücük kemiğinde düşsel bir öpücük jilet kanatlı kelebeğim hangi kasırgada bıraktın son öykünü bana bir şey bırakmadın yaşlanacak sonrasında kar dolu bir çocukluğun kuşlar el atmada şimdi aşka göğümüz bulanık yaşadığım her anı yargılayarak düştüğüm bu gürültüsüz bağırmakta sarıya kıskanç gecelerimin efendisidir yokluğun... şimdi nerde öfke dolu bir ağaç dalı görsem şarabım hırpalanır seni gördüğüm andı aslında içimde akan seni bırakıp sana olan tutkuma tutunurdum üşüdüğümü bilmezdin anlamazdın acıların tatlı tatlı söyleşmesine özenirdi yoğunluğu havanın aptallll... aptallık sevilmeyi sevmekti sevgiyi terk edip çölü içip pınarı aşmaktı benimse yatak odam sokaklardı gömüldüğüm çocuk sesleriydi pencerelerim yolların ortası caddelerin içi semt pazarları top şekerli bakkallar jilet kanatlı kelebeğim hadi kanat çırp kanasın yüreğim sana ayırdığım yanlarımı taşıyamıyorum gözlerimdeki yakamozların üşengeçliği bitsin aydınlığıyla bitişimizin... Kağan İşçen |