LE MEMOŞiirin hikayesini görmek için tıklayın "LE MEMO" başlıklı bu mensur şiirim, binlerce yıllık bir Türk ve Kürt kardeşliğinin, et ve kemikten öte bir bütün haline gelmiş birlikteliğinin bozulmaması temennisiyle kaleme alınmıştır.
Burada, acı gerçeklerimiz vardır... Malum olduğu üzere, "Memo" bir isim olmakla beraber, Anadolumuzun çoğu bölgelerinde, değerlendirildiği şekliyle, "Mehmet" adının kısa söyleniş şeklidir... Buradaki "Memo" ise, yine aynı anlamda, doğu ve güneydoğu bölgelerimizde sıkça kullanılan "Mehmet" adına atfen kullanılmıştır. Değişen ne var ki? Sekiz yıl önce kaleme alınan bu dizelerim, "Habur garabeti" sonrasında, dizelerimi seven ve çeşitli etkinliklerde, şiir ve müzik toplantılarında (bazı yerlerde divan toplantıları, bazı yerlerde de, arefanelerde) yorumlayanların isteği üzerine, orta ksısımlarında görüleceği üzere, bu manayı aktaran ifadelere yer verilerek bir yıl öncesi, yeniden düzenlenmiştir.
Şiirsel düzyazılarımdan (Mensur şiirlerimden) örnekler.
_____________________________________________ - Türk ve Kürt kardeşliğinin, binlerce yıllık beraberliğinin ışığında, Doğu ve Güneydoğu’dan gelen acı ve feryat yüklü seslerin tercümanı olurken, yaşanan acıların son bulması ümit ve dileğiyle… LE MEMO Uzaklardan gelir kurşun sesleri. Hele deki; bu ne haldir Le Memo? Diyorlar ki; “bu bir tufan, bir talan ki, tarihte yok benzeri, Bu diyarlar, böyle figan gördü mü ki, de Memo?... *** Ömrün tekrarı olsa, bir daha yaşamam… Bir daha dünyaya gelmem ve bir daha tövbe, bu topraklarda da doğmam. … Çünkü; yaşadığımı sanırken ben buralarda, kaç kez ölüp-ölüp dirilmiş ve kaç kez ölümlerden dönmüşüm, hesabını yapmadım. O hesabı yapamam. Yapamam anam babam, yapamam… … ….. İhaneti, şenlik gibi yaşayanların bize reva gördüğü ölüm, nerde görülmüş ki bedava olsun? Nerede görülmüş ki, bir kaşık çorbaya, ağu-zehir doğransın. Ve nerde duyulmuş ki, “ne kadar ceset, o kadar rant. Ne kadar ölüm, o kadar siyasi çıkar ve o kadar itibar!” diyenlerin, bu kadarı bir arada bulunsun? Ve cümlesi, sırtımızdan geçinsin. Cümle soysuza da itibar edilsin. Lânet olsun!... … ….. Korku yüklü yüreklerimizle, zaman tabutunun içinde yaşadığımızı sanıyoruz… Ve o kadar kaderci olduk ki, ömrümüzü tamamlamak için, gün sayıyoruz. Kendi aşımıza, zehir katıyoruz… Hani nerde o yiğitlik? Nerde o Allah adına, vatan ve bayrak adına binlerce yıldan beri, et ve kemikten de öte iç içe olmuş birlik? Ve nerde bir karış toprak için, aç ve bilâç içilen şahadetlik?... ... Her yanımız kan, her tarafımız barut kokusu… Başımız kumda, sıramızı bekliyoruz… Ve daracık bir hücreye hapsettik ki özümüzü, nefes almayı bile yeterli sayıyoruz. Bu yetmiyor. Bu yetmiyor anam babam, bu da yetmiyor... Dün feodal yapının doğal üretimi ağadan-şeyhten yana oluşan soygun ve bir ömür boyu süren zulme dayalı vurguna isyan ederken, bugün ne olduğu meçhul soysuz ellere teslime zorlanıyoruz. Onurlu bir neslin evlâtları olarak, başımız önümüzde, utanıyoruz. Ve şükretmeye niyetlendiğimiz ağayla şeyhten medet ummaya başlarken, yarınımızdan korkuyoruz. “Nice ellerde heba olacağız” diye, korku dolu gözlerle de, açık hava tiyatrosunun, donsuzlarını seyrediyoruz. Ve doğacak olan yarınlar, neyi nasıl doğuracak, onu da hiç bilmiyoruz… Uyanmak gerek. Uyanmak ve oyuna gelmemek… … ….. Sakarya feryat etmekte, Asi ağlamakta. Fırat ve Dicle, karanlık yarınlara, kaç zamandır yas tutmakta... Biz halâ da, çirkin bir tiyatronun, iradesiz seyircisi konumundaysak eğer, yarına ümitle bakma hakkına sahip olamayız. ... “Ağaç, dallarıyla güzeldir” ey dost! Ve bizler, o dalların çiçek veren filizleriyiz. İster Türkçe, Çerkezce ve isterse Kürtçe söylensin türkülerimiz. Biz, bu toprakların et ve kemik olmuş tek milletiyiz! Mehmet Cemal SAYDAM ______________________________________________________________________ "LE MEMO" başlıklı bu dizelerim, Erzurum ve Van dolaylarında, Halk Müziğimizin klasik eserleri arasında yer alan "Dün Gece Yar Hanesinde, Yastığım Bir Taş İdi" türküsünün enstrümental müziği eşliğinde, Şanlıurfa dolaylarında ise, yine halk müziğimizin klasik eserleri arasında yer alan "Nevruz Türkü (Bir Oda Yaptırdım, Hurma Dalından)" türküsünün enstrümental müziği eşliğinde terennüm edilmiş ve edilmektedir. Bu dizelerimi, divan toplantıları, şiir günleri ve arefanelerde terennüm eden yiğit yürekleri kutluyor ve sarsılmaz birliğimiz adına, sarılacak yaralar adına başarılarının devamını dilerken, kalbi teşekkürlerimi arz ediyorum... M.C.S. |
Hepimizin dileği kardeşliğin hüküm sürdüğü bir gül ülkesi... Çok güzel dile getirmişsiniz hocam candan kutlarım...
Saygı ve selamlar..