4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1721
Okunma
yanlız insan sessiz düş’ermiş toprağa
gece lambasını söndürürken
ateşböceklerini görüyorum
kuyruklu bir yıldızı yakıyorum sigaranın ucunda
ve sarılıyorum oturaklarıma
ayarı bozuk günlerimin
tırnaklarımı törpülüyor her gün
bıçağın kör kabzasıyla
oysa ben sabah uyanamıyorum
yada aksama geç kalıyorum
dünden kalan sevinçlerimden ikram ediyorum
evin kusuruna bakmayın diyorum
temizlemeye verdim duygularımı
evet, çorabım da delik
etraf örümcekler senfonisi iğne-iplik
öyle fakirim ki
küfür etsen amin diyorum
nazar değdi kurşun kalemime
ve kurşun dökebiliyorum yanlızca günlerin sayfalarına
okuduğumdan değilde
25 kupona ev ocak veriyormuşlar
ee resmi gaste,
çekiliş yok, itiliş yok
gidip alsana bana
kara perde ardında
kağıt mendil satıyormuş kahinler
oysa bende yaşıyorum hayata benzer bir şeyi
sana akıyor ırmaklarım
huysuzum bi de galiba
sela okunuyor sessizce
şakağımdan giriyor bir kurşun
ama acımıyor
ısınıyor yüreğim
afrikadaki aç çocukları düşünüyorum
buyrun hep birlikte gömelim beni
mamasını yememekte ısrarlı yaramaz çocuk gibi
hissediyorum
ağzını kocaman açalım toprağın
ve hep bir ağızdan,
’iyi bilirdik ama...’
neyse, örtün üstümü, örtün
suya eğilmiş ceylan ürkekliği çocukların
gök emzikli dilinde yıldız yarası
söyle, kimin düşmanı olarak geldin dünyaya
tedavülden kalktı adresler
bir yol arıyorum
uzun bir sokaktayım
şakağım ugulduyor
geçmi kaldim ne, kapılara koşuyorum
duvarlara vuruyor başım
sanki bir ordu geçmiş buradan
birden kuşlar havalanıyor üstünden
ara, tenha bir sokağın
baş ucunda kör loş bir lamba
sorsan güneşi aydınlatabilecek sanki
oysa çocukların alay konusu olmuş
yarış ediyorlar kim kıracak önce diye
o lambanın altından geçerken
karşıda senin balkonu görüyorum
demek sen o lambayla aldattın beni yıllarca
yada yolumu mu bekledin ne
ama hafızası bozuk zamanın
hatırlamıyorum
belkide sen bu sokakta hiç oturmadın
vakit ne çabuk geçiyor akşam
hep geceyarısı uyanıyorum
dişlerimi sıkarken
şakaklarım acıyor
bu hayatı kimin için yaşıyorsun
bu hasmın kime
ben mum oluyorum her akşam
sen bir ormanı yaktın bende
Ali Ekber çiçeği dinliyordum az önce
“hay haydar haydar, ben yana yana..”
Yorulmuş çizgilerini farkettim
Bıçak yaraları gibiydi inan
Ama seyircilerin içinden biri
“bitmiş lan bu..” dedi
Yürü bre küheylan
Dönmeyen bir dünya var benim içimde
her şey statik bir tekrarda
kadranı durmuşda saatin
o kadar mutsuzum ki
alıntı yapıyorum mutluluğunuzdan
helal edin hakkınızı
5.0
100% (2)