GECEYİ ÇAĞIRAN ÇIĞLIKŞiirin hikayesini görmek için tıklayın "ahımı, hicranımı sakladım, gizli tuttum
gönlümü yıllar yılı hayalinle avuttum o gençlik günlerimiz dönmez asla geriye yazık ki dönse bile o sevdayı unuttum" Selâhattin İnal seni görebilme umudum sarıldığım sabrımdı kara elmas gözlerinde tünemiş hercai menekşeler duydum ki unutmuşsun! öyle dediler görenler gel al suretini gözlerimden özgürlüğe sal beni susma, konuş ki senden duyayım bittiğini ve sonra ebedi sussun sevgi bahçesinin bülbülü benim için hayat her sabah, yeniden başlayan kendimle kıyasıya savaş yıllar yılı, körlendi sabrımın bileyi yere düşen yağmurdan bir damlasını bile nasiplenememiş ışıkların okşamadığı, iki kurumuş kuyu gözlerim /güneş tutulduğunda bile, ona arkanı dönme tıpkı bir fidana bakar gibi, bakmak gerek koca çınara duvarları yıkabilir ya da yeniden yapabilirsin ve kartların çoğu, senin elinde demiştim…/ ne çok zaman geçmiş aradan aşkın her köşe başını bir eşkıya tutarken şimdi ormandaki karacanın vurulma korkusu düşmüş içine sen kara şövalye! kör kurşun bile senden yana ellerine kına türküsünü yakarken kan/dır gözlerinden boşalan ben pervâne döndüm, sen gülüp oynarken kendim ovalayıp durdum acımın omuz başlarını dik duramazken artık /bildim yokmuş yaşamda sevinçle keder eşleşmesi hani sonsuza kadar derdi(m)n kır çiçeği gibi, kısa ömürlüymüş oysa bu aşk delik deşik yüreğimde kökleri dışarıda kalmış, kurumuş sevgi çiçeğim her yaşam ezgisinde geceyi çağıran bir çığlıksın kulağımda hayâlle avunamayacak kadar az yolum bitti / bittin/ bu sevdayı sonsuza dek unuttum Hâdiye Kaptan c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir |